HAYAT GİBİ ✓

25 | Mor Salkımlı Sokak

Tolga'nın arkasından bakarken çalan telefonunu cebinden çıkardı Doruk. Berk'in aradığını görünce belki Asiye'den bir haber vardır ümidiyle açtı telefonu. Berk direkt ona istediğini verip "Doruk emin değilim ama galiba Asiye'yi bulduk." deyince oturduğu sandalyeden hızla kalkıp "Ne? Nasıl?" dedi.

"Ya ben instagramda gezerken bir video düştü önüme. Bir kız gitar çalıyor yanında bir kız da şarkı söylüyor." "Ee Berk? Hızlı anlatsana oğlum?" "Kanka şarkı söyleyen kızın yüzü görünmüyor ama sesini Asiye'nin sesine çok benzettim ben."

"Berk neredesin sen? Konum at, geliyorum hemen." dedikten sonra telefonu kapatıp içtikleri çay için masaya para bıraktıktan sonra hızla arabasına bindi Doruk. Berk'in attığı konuma geldiğinde arabadan indi ve kendi arabasının önünde onu bekleyen Berk'e doğru yürüdü. O bir şey demek için dudaklarını aralamıştı ki Berk bir şey demesine izin vermeden telefonundan videoyu açıp ona uzattı.

Video ekranda oynamaya başladığında duyduğu sesle huzurla gülümseyerek gözlerini kapattı.

"Seni düşündüm yine bu akşam üstü,
Gelmedin mor salkımlar sana küstü.
Umutsuz bekledim sabaha kadar
O çok sevdiğin yağmurlar bile sustu.

Seni düşündüm de çıldırdım yine,
Kahrettim seni benden çalan geceye.
Seni düşündüm de çıldırdım yine,
Kahrettim seni benden çalan geceye.

Seni sordum yastığıma, seni sordum boş odama,
Hesap sordum yumrukladığım duvarlara.

Mor salkımlı o sokakta ellerimi tut, okşa yine saçımı dizinde uyut.
Ne çok severmişim gidince anladım, bu serseri gecelerde sana ağladım.
Mor salkımlı o sokakta ellerimi tut, okşa yine saçımı dizinde uyut.
Ne çok severmişim gidince anladım, bu serseri gecelerde sana ağladım."

Aşık olduğu sesten dinlediği manidar şarkıyla gözleri doldu Doruk'un. Videoyu arka arkaya birkaç kere daha izledikten sonra "Bu videonun çekildiği yeri bulmamız lazım Berk." dedi.

Berk gülerek "Kanka sen Asiye'ye odaklandığın için fark etmedin sanırım ama yerlerini biliyoruz." dediğinde "Nasıl?" dedi Doruk soran gözlerini ona çevirip. "Gitar çalan kızın oturduğu banka bak. Üstünde ne yazıyor?" Doruk dikkatle bakarken gördüklerini kısık bir sesle okumaya başladı. "İktaş Belediyesi?" dedikten sonra bakışlarını Berk'in suratına çıkardı.

"Beşiktaş?" dedi sonradan aklına gelmiş gibi. "Beşiktaş'talar mı?" "Öyle görünüyor." dedi Berk gülümseyerek. Doruk, Berk'in omzuna elini koyup "Kral adamsın Berko." dedi.

"Bundan sonrası bende, çok sağ ol tekrar." deyip arabasına atladı. Navigasyon cihazına Beşiktaş'taki yurdun adını yazıp oraya doğru sürmeye başladı arabasını. Navigasyondan gelen komut köşeyi döndükten sonra varmış olacağını söyleyince hızını düşürdü. Güvenlik kulübesinin önünde durduktan sonra heyecanla arabadan indi.

Sakin olmaya çalışarak güvenliğe yöneldi ve "İyi günler, kolay gelsin." dedi. Adam kafasını telefonundan kaldırıp ona baktı ve başıyla selamladı Doruk'u. "Benim içeri girmem yasak, değil mi?" deyince "Eğer kızlardan birinin birinci dereceden akrabası değilsen alamıyoruz, evet." diye cevap verdi adam ona.

Doruk kafa sallayıp "Burada bir arkadaşım kalıyor. Rica etsem arayıp çağırabilir misiniz?" dedi. Heyecandan yerinde duramıyor, sağ bacağını sallayıp duruyordu. Adam "Arkadaşın ise kendin neden aramıyorsun?" deyince ne cevap vereceğini şaşırdı Doruk.

Kendini "Yanlış anlama bin bir çeşit insan var. Öyle her çağır diyenle dışarı çıkaramayız kimseyi." diye tamamlayan adama "Anlıyorum, haklısınız. Ama ben şehir dışından arkadaşıma sürpriz yapmak için geldim. Buraya kadar gelmişken sürprizim bozulsun istemiyorum." diye cevap verdi Doruk.