Saçlarıyla oynadığı için iyiden iyiye mayışan, göğsüne yaslanmış Asiye'ye baktı Doruk. "Asiye'm," dedi saçlarına bir öpücük bırakıp. "Efendim?" dedi Asiye sorar bir şekilde. "Sesini çok özledim ben senin ya. Öyle isimsiz serenatlar falan iyi, hoş da bir de yanımda mı söylesen?"
Asiye ciddi olup olmadığını anlamak için bakışlarını Doruk'un yüzüne çıkardı çok kısa bir an. Şaka yapmadığını anlayınca "Başka zaman söylesem? Uykum geldi şimdi." dedi.
Doruk yandan bir gülüş atıp "Dizlerinde uyut diye şarkı söyledin, göğsümde uyursun, hı? Olmaz mı?" dedi. Asiye onun masumiyetle dediği sözlere gülümserken onaylar anlamda kafa salladı. Doruk'un kolunun altına girdikten sonra bir süre yüzünü inceleyerek hangi şarkıyı söyleyeceğini düşündü. Gözleri Doruk'un saçlarına takıldığında gülümsedi ve söze girdi.
"Senin ellerindeyim, düşlerindeyim, gülüşlerindeyim."
Doruk duyduğu sözle gülümseyince oraya kaydı Asiye'nin bakışları. Parmaklarını Doruk'un parmaklarının arasından geçirip devam etti şarkıya.
"Kaybolan soluk gidişlerim, canım sevgilim
Artık ölmeyelim.
Boşluğun dibinde yalnızım, biraz kararsızım"
Asiye burayı söylerken gözlerini kapatınca yalnız olduğunu hissettirmek ister gibi omzundan sarkıttığı eliyle Asiye'nin kolunu tutuşunu sıkılaştırdı Doruk. Asiye kapalı gözleriyle gülümseyerek şarkıya devam etti.
"Kendinden utanır mısın?"
Sonum belki en başımdır, yollar karışmıştır
Ben olmadan kaçamaz mısın?"
Asiye burayı söylerken hala kapalı olan gözlerini açıp Doruk'a bakarak gülümsedi. Oturduğu yerde Doruk'tan uzaklaşmayacak kadar doğruldu ve elini Doruk'un yüzünde, saçlarında gezdirirken nakaratı söylemeye başladı.
"Düşerdim yamaçlarından,
Sapsarı saçlarından, avuçlarından
Yine de kalkar severdim, gülüşün özeldi
Beni kendinden kurtar"
Asiye şarkıyı bitirdiğinde alnında hissettiği naif öpücükle gülümsedi. "Bugün libidomuz ayrı bir yüksek sanki." dedi gülerek. Dediği şeye Doruk da gülerken "Kaç günün hasreti, olacak o kadar." dedi.
"Asiye sizin yurdun önüne çadır mı kursam, ne yapsam? Çok özlüyorum ben seni." Asiye, Doruk'un dediği şeye kıkırdarken onun gülüşünde takılı kaldı Doruk'un gözleri. Hayal gibi geldi bir an. Bu düşüncenin korkusuyla kolunu sert bir şekilde çimdirdi.
Canı acıyınca acısını boş vererek küçük bir kahkaha attı. Asiye ona dönüp "Doruk manyak mısın? Ne yapıyorsun?" deyince "Bir an çok hayalmiş gibi geldi. Emin olmak istedim." dedi. Asiye'nin az önceki gülümsemesi buruk bir hal alırken devam etti Doruk. "10 gün Asiye, tam 10 gündür yoktun. Çok ağladım, deli gibi her yerde seni aradım. Bulamadıkça daha da delirdim. Delirdikçe daha çok seni aramaya verdim kendimi. Bana senden başka hiçbir şey iyi gelmezdi çünkü." Aklına gelen şeyle gülümsedi ve "Bol bol seni anlattım anneme, dertleştik bayağı." dedi.
"Nasıl yani?" dedi Asiye. Doruk'un annesine ondan bahsetmesi heyecanlandırmıştı Asiye'yi. "İlk gittiğin günün gecesi ben eve bayağı geç gittim. Merak etmiş, yatmamış. Seni anlattım. O da sürekli sordu bu 10 günde." "Ee ne dedi peki annen?" "Kim olduğunu bilmiyor, söylemedim. Ama anlattıklarıma verdiği tepkilerden anladığım kadarıyla sevdi seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...