Uzun bir aradan sonra SELAAAM!
Nasılsınız, ne yapıyorsunuz?
Önce özel hayatımdaki problemler (some love problems 💔), sonra sınavlar derken neredeyse 20 gündür bölüm atmıyorum. Ama bu 20 günde bizi hiç yalnız bırakmadınız. Hayalet gibi olduğum 20 günde okunma sayımız 11K arttı. Bunun için hepinize ayrıca teşekkür ederim.
Bölüm istediğim gibi olmadı, duyguyu geçiremedim pek. Ama umarım siz beğenirsiniz.
İyi okumalar.
💛💚
Doruk elleriyle yüzünü örttükten sonra birkaç saniye öyle kalıp sakinleşmeye çalışsa da hızla kalktı oturduğu yerden ve Ömer'in üzerine doğru yürümeye başladı "Seni uyarmıştım," derken. "Asiye'ye bir zarar gelirse seni mahvederim, demiştim sana." "Asiye, benim canım lan, canım. Benim kalbim acıyor olanları düşündükçe, bir de senle uğraşamam Doruk."
"KALBİN ACISIN ÖMER, CANIN YANSIN. ASİYE'NİN CANI, SENİN YÜZÜNDEN YANDI, SENİN DE CANIN YANSIN." Bir nefes verip birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra daha sakin bir şekilde "Yaptığın hatanın sonucunun farkında mısın Ömer?" dedi Doruk, ona dönerek. "Seni uyardım, bu işi bırakmanı söyledim, sen dinlemedin beni. Şimdi Asiye'ye yaşattığın şeyin ne kadar büyük bir şey olduğunun farkında mısın?"
"Farkındayım, Allah kahretsin beni." "Ömer, Asiye senin yüzünden vuruldu, can çekişti. Ama birazdan öyle bir şey öğrenecek ki bedenindeki acı az gelecek ona, kalbi yanacak Ömer. Nasıl kıydın ona? Nasıl ona zarar geleceğini bile bile devam ettin bu işe?" "Bilmiyordum Doruk, bilmiyordum. Ona zarar geleceğini bilsem ben girer miydim bu işe? Canımı veririm ben onun için."
Doruk tekrar bir şey söyleyecekken bakışlarını duyduğu kapı sesine çevirdi ve odadan çıkan hemşireyi gördü. Hızla yanına gitti ve ıslak gözleriyle ona bakarken "Durumu nasıl?" diye sordu. "Hasta uyandı, pansumanını yaptım. Yormamak şartıyla görebilirsiniz."
Hemşire yanlarından uzaklaştıktan sonra Asiye'nin odasının kapısını çaldı Doruk. İçeriden "Gelebilirsiniz." diyen zayıf sesi duyunca kapıyı açtı yavaşça ve sevdiği kızın yanına doğru adımlamaya başladı. Arkasından odaya giren Ömer, kapıyı kapatıp odadaki koltuğa otururken, Doruk Asiye'nin hasta yatağının kenarına oturdu. Ellerini kendi elleri arasına aldıktan sonra bir öpücük kondurdu üstüne. Yüzüne çıkardığı elini incitmekten korkar gibi, usul usul gezdirdi sevgilisinin güzel yüzünde.
Hareketleri, Asiye'nin yüzünde ufak bir tebessüme sebep olurken "Uzak dur Doruk, küsüm sana." dedi bastırmaya çalıştığı gülümsemesini sesine yansıtarak. Doruk, onun dediğini duymazdan gelerek "Nasılsın güzel sevgilim? Ağrın falan var mı?" deyince "Yok, iyiyim." diye cevap verdi sorusuna. "Hem sana uzak durmanı söyledim."
Doruk gülümseyerek "Ama ben sevgilimi çok özledim." deyince bakışlarını ellerine indirdi Asiye. Bakışları tekrar buluştuğunda Doruk, Asiye'nin yanağına bir öpücük bırakınca "Tamam, uzak dur artık kardeşimden." diyerek araya girdi Ömer.
"Ömer, sen bir dışarı mı çıksan?" "Neden?" "Ömer." Ömer, bakışlarını Asiye'ye çevirdikten sonra oflayarak serbest bıraktı içindeki nefesi ve "Sırf Asiye istediği için çıkıyorum." diyerek kalktı oturduğu yerden.
Ömer'in arkasından bir bakış attıktan sonra tekrar önüne dönerken "Ee nerede kalmıştık?" dedi Doruk. Bakışları, Asiye'nin dudaklarına kayarken "Ben size küs olduğumu söylüyordum. Cidden Doruk, neden sakladın böyle bir şeyi benden? Ben, Ömer ile konuşur, onu ikna ederdim. Şu olana bak." diyen sesini duyunca aklına gelen gerçekle gözlerini kaçırdı ve fısıltı gibi bir sesle "Haklısın sevgilim, özür dilerim." dedi. "Eğer sana söyleseydim bunların hiçbiri olmazdı belki de ama Asiye yemin ederim ben saklamak istemedim. Bırakacağım, dedi Ömer bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...