Aslında bu yoktu, içimden geldi hdkdndkjd
Bu seriyi bitirmiştik, biliyorsunuz. Ama bu fikri harcamak istemedim. Gereksiz uzun bir bölüm oldu ama ben çok eğlenerek yazdım umarım severek okursunuz siz de.
Şapşal Doruk Atakul online 😉
♡♡♡Asiye kendini koltuğa bırakırken oflayan Doruk'a baktı bıyık altı gülerek. Doruk duyduğu adım sesleriyle kafasını kaldırdığında odaya giren Rüya'yı gördü. "Gel babacığım, gel kızım, gel benim cinsiyeti belli olan yavrum."
Asiye kahkaha atarken "Doruk ne diyorsun?" dedi. Doruk, koltukta kenara kayıp yanına oturan Rüya'ya bakarken omuz silkince kıkırdadı Asiye.
"Anne, babama ne oldu?" "Kardeşine küstü sanırım anneciğim." "Neden ki?" "Kardeşin küçük olduğu için doktor daha cinsiyetini öğrenmeyeceğimizi söyledi, ondan." "Cinsiyet ne demek?" "Yani kız mı erkek mi öğrenemiyoruz şimdilik."
Rüya kaşlarını çatarak Doruk'a döndü ve "Neden küsüyorsun kardesime? O daha çok küçük, üzülür sen ona küstün diye." dedi.
Doruk'un bakışları yumuşarken Rüya'nın yanağına bir öpücük bıraktı ve "Babacığım ben neden küseyim kardeşine? Annen abartıyor." dedi.
"Aynen, tabi. Kesinlikle ben abartıyorum. Yolda gelirken 'Çocuğa bak, onun keyfine göre hareket ediyoruz resmen. Ben de öğrenmeyeceğim, hadi bakalım.' diye söylenmen de benim abartmamdı."
Doruk yaramazlık yaparken yakalanan çocuklar gibi bakışlarını kaçırırken "Rüya hadi gel bebeklerinle oynayalım." dedi.
***"Aman öğrenmeyin siz de şimdi. Eskiden doğumda öğreniyordu insanlar, siz sadece birkaç ay bekleyeceksiniz." "Şengül Abla zaman geçmiyor sanki ya, neden kimse beni anlamıyor?"
Şengül çay bardağını avcunun içine alırken "Eskiden biz evde kendimiz öğrenmeye çalışırdık bebenin cinsiyetini." deyince "Nasıl? Nasıl yapıyordunuz?" dedi.
"Hamile kadının kafasına tuz dökme, makas ve bıçak, yüzük gibi bir sürü yöntemi var. Siz de sözde okumuşsunuz ama hiçbir şeyden haberiniz yok."
"Nasıl oluyor peki? Şimdi ben Asiye'nin kafasına tuz dökünce ne olacak mesela?" "İşte kızın kafasına bir tutam tuz atacaksın farkettirmeden. Ağzını ellerse kız, burnunu ellerse erkek."
"Bu ne ya? Bu ne biçim bir yöntem? Bunun neresi bilimsel?" "Valla bilimsel falan bilmem ben. Bak burnumu elledim, aslan gibi oğlum var. Ama sen diyorsan ki 'Ben bilimsel isterim.' diye, bekle 3 ay."
"Başka ne gibi yöntemler var?" "Gel gel, Asiye gelmeden anlatayım sana bildiklerimi."
***"Bir yere mi gideceksin?" diyen Asiye'ye "Hayır, onu nereden çıkardın?" diye sordu Doruk. "E hayatım kreşten geldiğimden beri elinde evin anahtarını çevirip duruyorsun."
"Doğru ya, haklısın. Sen tutsana bir şu anahtarı?" "Doruk sehpanın üstüne bırak işte ya." "Ya sen bir tut şunu." "Tutmayacağım ya, bana ne. Senin anahtarın, kalsın işte sende."
Doruk oflayarak kafa salladı ve anahtarını sehpaya bırakıp koltukta Asiye'nin yanına oturdu.
***
Asiye uyuduğu koltukta sol kolunun üstüne dönmek için bir hamle yapınca Doruk omuzlarından tutup dönmesini engelledi ve sırt üstü yatırdı onu.Asiye'nin kıpırdamayacağından emin olduktan sonra tişörtünü yukarı sıyırdı ve elindeki yağı karnına dökmeye başladı.
Asiye uykusundan sıçrayarak kalktığında bir karşısında elinde yağ ile duran Doruk'a birde yağ olmuş vücuduna ve koltuğa baktı. "Doruk ne yapıyorsun ya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...