Bölüm içeriğine inat enerjik bir giriş yapayım, HELLO! Nasılsınız?
Sabahtan beri kendimi pek iyi hissetmediğim bölüm bu saate kaldı, kusura bakmayın lütfen.
Bu bölüm onların yıkılan hayallerinin enkazlarına bakacağız. O yüzden kendinizi kötü hissederseniz bırakmanız taraftarıyım.
İyi okumalar.
🥺💔
Doruk öğrendiği gerçekten sonra Asiye'yi orada daha fazla tutmak istemeyerek başka bir hastaneye getirmişti. Orada yapılan bir hata bebeklerini kaybetmelerine sebep olmuşken daha fazla tutamazdı onu orada.
Asiye, her ne kadar belli etmemeye çalışsa da ağrısı olduğunu değişen yüz ifadesinden anlayabiliyordu Doruk. Bu yüzden aldığı yanlış ilaç tam olarak vücuttan atılana kadar hastanede kalması uygun görülmüştü, bebeklerini kaybettikleri günden beri Asiye'nin aldığı ilaçların da etkisiyle sadece uyuduğu 2 gün geçirmişlerdi kasvetli hastane odasında.
Kapıyı çaldıktan sonra yavaşça içeri girdi Ömer. Uzandıkları yatakta solgun yüzüyle Doruk'un göğsünde yatan Asiye'ye üzgün gözlerle baktı. Bir eli omzunda, diğer eli kucağında duran elini tutuyordu Doruk. Asiye ise avcunu Doruk'un göğsüne yaslamış, kafasını boyun girintisine yerleştirmişti.
Ortamdaki gergin sessizliği "Ben işlemleri hallettim, istediğiniz zaman çıkabiliriz." diyen Ömer bozdu. Doruk, omzundaki elini Asiye'nin saçlarına çıkartırken "Gidelim mi güzelim evimize?" dedi. Asiye bakışlarını ona çevirmeden "Gidelim," dedi fısıltı denilebilecek gibi sesiyle. "Burada daha fazla kalmak istemiyorum."
Ömer odadan çıktıktan sonra doğrulup Asiye'nin alnına bir öpücük bıraktı Doruk. Yüzünü avuçları arasına alırken "Kızlar kıyafet getirdiler sana sen uyurken. Onları alıp geleceğim, tamam mı?" dedi. Asiye bakışlarını ellerine çevirirken yavaşça kafa sallayarak onayladı onu. Doruk tekrar alnına bir öpücük bıraktıktan sonra odadan çıktı. Yaklaşık bir dakika sonra odaya geri geldiğinde yatağa uzanan Asiye'ye bakarak bir nefes verdi.
Yanına doğru yürüyüp elindeki küçük çantayı yatağa bıraktıktan sonra içinden Melisa ve Aybike'nin Asiye için getirdiği kıyafetleri çıkardı. "Gel güzelim." dedi Asiye'yi omuzlarından tutup kaldırarak. Üzerindeki hastane kıyafetini çıkardıktan sonra bakışları karnındaki dikişi bulurken gözlerinin dolmasına engel olamadı.
Eline aldığı beyaz, bol tişörtü üstüne geçirerek yarayı gözleri önünden sildi. Sonra ise çantadan çıkardığı beyaz pantolonu yavaşça, canını acıtmamaya dikkat ederek giydirmeye başladı. Geri çekilince "İyi misin? Canın yanmıyor, değil mi?" dedi endişeyle bakarken. "Eğer yaranı acıtıyorsa söylerim, daha rahat bir şey getirirler." Bakışlarını yerden kaldırmadan "Yok, acımıyor." diye cevap verdi ona Asiye.
Asiye'nin hıçkırığını duyunca kendine çekip göğsüne yasladı başını. Saçları arasına öpücükler bırakırken "Geçecek bir tanem. Çok acıyor, biliyorum ama geçecek. Biz birlikte bunu da atlatacağız." dedi. Asiye kafasını iki yana sallayarak reddetti onu. "Bu sefer başka Doruk, bu sefer geçmeyecek." dedi kısık sesiyle.
Kapı tekrar çalınıp ardından açılınca oraya döndü ikisi de yavaş hareketlerle. Ömer içeri gelip Asiye'nin önüne diz çöktükten sonra ellerine bir öpücük bıraktı ve "Canımın içi." dedi güç vermek ister gibi gülümseyerek. Asiye'nin gözünden düşen bir damla yaşı silmek için elini kaldırmıştı ki Doruk'un ondan önce uzanıp silen eline baktı. Tekrar Asiye'ye dönerken "Yürüyebilecek misin, tekerlekli sandalye getireyim mi sana?" dedi.
Asiye ellerini Ömer'in avuçlarından çekerken "Hasta değilim ben Ömer, oğlum öldü benim." dedi titremesine engel olamadığı sesiyle. Ömer buz kesilip geri çekilirken "Doruk ne olur gidelim artık buradan." deyince "Gidelim güzelim." deyip kalkmasına yardım etti Doruk. Bir eli belindeyken diğer eliyle Asiye'nin kendisine yakın olan elini tutup yürütmeye başladı yavaşça.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...