47K ÖZEL

1.5K 99 92
                                    

Kalan partları da hızlı hızlı atıp bitireyim, dedim.

Siz kimi haklı buluyorsunuz?

Satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın. İyi okumalar <3

Bölüm Şarkımız-> Bengü: Ucuz Mumlar

Doruk etrafında oluşan küçük kalabalıkta göz gezdirirken "Ne bakıyorsunuz be? DAĞILIN." dedi sinirle. Onlar aralarında konuşa konuşa giderken arkalarından baktı sadece. Olduğu yerde biraz yalnız kaldıktan sonra okul binasına doğru yürümeye başladı.

Zilden biraz sonra sınıfa girdiğinde Asiye'nin sırasının boş olduğunu görünce kaşları çatıldı. Neredeydi ki? Aybike ve Süsen ile birlikte yanlarından ayrılmamış mıydı? Kızlar buradaydı ama Asiye yoktu.

Adımlarını Aybike'nin yanında durdurup "Asiye nerede?" dedi. "O seni ilgilendirmiyor." diye cevap verdi Aybike ters bir şekilde. "Asiye ile ilgili her şey beni ilgilendiriyor." dedi dişlerini sıkarak. "Hadi ya," diye karşılık verdi Aybike alayla. "Ondan mı terk ettin kızı? Bir de bırakıp Londra'ya gidiyorsun."

Doruk bakışlarını yere çevirdikten sonra "Bilmediğin şeyler var Aybike." dedi. Aybike bir şey diyecekken dinlemeden onun yanından bir adımla uzaklaşıp Süsen'e baktı. Süsen "Senin bendeki kredin az önce tükendi Doruk, kusura bakma." deyince oflayarak sınıf kapısına yönelmişti ki gördüğü hoca ile suratı asıldı.

"Dorukcuğum yerine lütfen." diyen hocaya yapmacık bir gülümseme ile kafa salladıktan sonra arkasını dönüp oflayarak yerine geçti. Asiye'yi bulmalıydı. Anlatamazdı belki ona ama en azından bu kadar üzülmemesi için bir şeyler yapardı.

Hoca "Doruk, sen söylemek ister misin bize?" deyince "Neyi hocam?" diye cevap verdi. "Soru çözüyoruz ya kanka, senin sıran." diye fısıldadı Berk sessizce.

Doruk'un gözü akıllı tahtanın üstündeki saate takıldığında ders başlayalı 20 dakika olduğunu gördü ama Doruk 20 saniyesini bile dinlememişti.

"Hocam ben bu soruyu anlamadım ya, başkası çözse olur mu?" Hoca "Peki o zaman." dese de yüzündeki ifade memnun olmadığını gösteriyordu. Melisa'nın "O zamanlar matbaa olmadığı için kitaplar basılamıyordu hocam." cevabı dikkatini çekti Doruk'un. Önünü arkasını dinlemeden içindeki kelimeye odaklandı "Kitap."

Asiye için şarkılarla ifade edilebilirdi duygular ama o olmazsa kitaplara sığınırdı. Sık sık alıntılar yapardı günlük hayatta da. Bu yüzden kütüphanede olmalıydı şu an.

Yerinde duramadığı işkence gibi bir 20 dakikadan sonra hızla sınıftan çıktı ve en üst kattaki kütüphaneye yönlendirdi adımlarını. İçeri girdiğinde aradığı kişiyi göremeyince yüzünün düşmesine engel olamadı.

Koşarak çıktığı uzun merdivenler yüzünden nefes nefese kaldığı için masalardan birine oturdu ve kulağındaki kulaklığıyla kafası önündeki masaya dayalı bir şekilde uyuyan kütüphane nöbetçisine bir bakış attı. Bu çocuğu oldu olası sevmemişti. Tekrar önüne dönerken duyduğu cılız sese kulak kesildi.

"Ah benim o gözünün içine bakarken kendimi kaybettiğim sevgilim, unutuluyor mu böyle bitince? Söyle bari ben de bileyim."

Duyduğu ses gerçekten var mıydı yoksa iyice delirmiş miydi emin olamadığı için dirseklerini masaya dayayıp yüzünü üstüne kapattı ve saçlarının arasından geçirdi ellerini.

HAYAT GİBİ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin