Selam, nasıl keyifler?
Bozuk muyuz daha?
Serinin devamı ile geldim ama yazdıkça yazasım geliyor, sonu nereye varacak, bilmiyorum. Hepimizin yerine ve tüm acılarıyla birlikte Asiye'yi sarıp sarmalamak istiyorum ve gittikçe uzuyor ama sanırım şu an yazdığım bölüm son olacak. Yani, sanırım, galiba, bilmiyorum.
İyi okumalar. (Beni öldürmek için yanınızda getirdiğiniz eşyalarınızı burada bırakın, çıkışta alabilirsiniz.)
🥺💔
Duvara tutunarak Melisa'nın uyuduğu odaya geldi. Başta kısık çıkan sesi Melisa'yı uyandırmaya yetmeyince zorlanarak yanına gitti ve dürterek uyandırmaya çalıştı. Melisa gözlerini açtığında Asiye'yi karşısında iki büklüm olmuş bir şekilde görünce hızla yataktan kalktı ve hastaneye gitmek için yola çıktılar.
Yolda giderken Melisa her ne kadar Doruk'a haber vermek istese de Asiye izin vermemiş, "En azından doktor bir görsün, öyle haber veririz." demişti.
Hastaneye acilden giriş yaptıklarında yanlarına gelen doktor, Asiye'yi muayene etti ve iyi bir haber için kendisine bakan yüzlerde gezdirdi bakışlarını. "Maalesef bebeğin kalp atışları durmuş, başınız sağ olsun." dedi sonra.
"Ne?" dedi Asiye yattığı sedyede doğrularak. "Bir yanlışlık olmalı, her şey yolundaydı. Tekrar bakın lütfen." Asiye'nin yalvarır gibi çıkan sesine "Hanımefendi anlıyorum, kabullenmesi zor bir durum ama.." diye cevap vermeye başlamıştı ki "Neyi anlıyorsunuz ya? Nasıl anlıyorsunuz? Belki siz bulamadınız kalbinin yerini, belki ultrason cihazınız bozuk. Benim oğlum ölmedi, bırakmadı beni. Başka doktor yok mu, o baksın bize." diye kesti Asiye sözünü.
Bakışlarını Melisa'ya çevirdiğinde yanaklarından süzülen yaşları görünce "Niye ağlıyorsun Melisa?" dedi. "Ölmedi ki benim oğlum." Melisa boynunu eğerek baktı ona.
Doktor "Bebeği almamız lazım." deyince içgüdüsel olarak kollarını karnına sararken "Olmaz." dedi Asiye. "Alamazsınız oğlumu benden, vermem."
Doktor "Hanımefendi gebelik sonlanmış zaten, bırakın işimizi yapalım." deyince Asiye çaresiz gözlerle Melisa'ya dönüp "Bir şey desene Melisa." dedi. "Yeğenini öldürecekler, bir şey desene." Melisa gözlerinden yaşlar akmaya devam ederken "Bir kere daha baksanız?" dedi doktora dönüp. "Belki de gerçekten ultrason cihazı bozuktur."
Doktor onaylarcasına kafa salladıktan sonra "Başka bir cihazla hatta başka bir doktor arkadaş tekrar baksın o zaman, içiniz rahat etsin." dedikten sonra "Başınız sağ olsun tekrardan." deyip oturduğu sandalyeden kalkıp uzaklaşınca "Bak hala ne diyor?" dedi Asiye sinirle. "Senin başın sağ olsun. Benim oğlum gayet sağlıklı çünkü."
Kısa bir süre sonra yanlarına gelen doktor bu sefer kadındı. Adımları yanlarında durduğunda "Asiye Atakul?" dedi. Asiye kafa sallayarak onaylayınca "Buyurun sizi böyle alayım." dedi karşıdaki yatağı göstererek. Asiye, Melisa'nın yardımıyla ayağa kalkarak doktorun gösterdiği yatağa yatıp karnını açtı tekrar.
Doktor karnına jeli döküp ultrason ekranına dönerken Asiye gözlerini kapattı. Birazdan oğlunun kalp atışlarını duyunca kabusundan uyanmak için.
Ama aradan zaman geçmesine rağmen beklediği olmadı. Gözlerini açtığında ona üzgün bir şekilde bakan Melisa'yı gördükten sonra doktora döndü bir umut. Ama doktorun "Maalesef Asiye Hanım, bebeği kaybetmişsiniz." sözüyle dünyası başına yıkıldı.
"Umut'um?" dedi eli karnına giderken. "Melisa, Umut?" dedi sonra. Kabul edemiyordu, nasıl etsindi ki?
"Birazdan bir arkadaş gelip kürtaja hazırlayacak sizi." deyip giden doktorun arkasından baktı Asiye birkaç saniye. Bakışları karnına inince "Oğlum," dedi tekrar. "Umut'um." Elini karnına koyarken her zamankinin aksine ağlıyordu bu sefer. "Seni son hissedişim mi bu? Son dokunuşum mu sana? Neden böyle oldu ki? Biz daha kucağımıza alacaktık seni. Kime benzediğini bulmak için kavga edecektik babanla. Neden böyle oldu ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...