95K ÖZEL

1.6K 87 208
                                    

Selam, nasılsınız?

Serinin yeni bölümüyle geldim. Bakalım Atakul'ların "küçük" kutlaması nasıl olacak?

İyi okumalar...
💖🎵

"Ya Doruk küçük bir şey demiştik, bu ne ama ya?" dedi Asiye isyankâr bir ses tonuyla. Gözlerini etrafta gezdirirken süslenmeye devam edilen bahçeye karşı ofladı. "Doruk doğruyu söyle, tüm İstanbul davetli değil, değil mi?"

"Asiye abartma sevgilim. Sen küçük bir şey dedin diye bahçede yapıyoruz işte." "Ben küçük bir şey derken bunu kast etmedim ya. Siz Çırağan Sarayı'nı komple bahçeye taşımışsınız." Sıkıntıyla alnını sıvazladıktan sonra "Kaç kişi davetli?" diye sordu cevaptan korkarak.

"Gerçekten az kişi. Annemin kimseyi çağırmasına izin vermedim. Yani bizim lise tayfası, üniversiteden birkaç arkadaş, birde yakın akrabalar. Toplasan 100 kişi falan."

"İyi bari." dedi Asiye. Etrafa göz gezdirirken"Ayrıca düğün provası ne? Nereden çıktı bu şimdi?" dedi.

"Hayatım annem dedi ya, düğün günü bir aksilik olmasın diye ayarlama yapacaklarmış. Bence de saçma ama bir şey diyemedim." "Ne yani şimdi bunu yaptırınca düğün günü aksilik olmuyor mu? Mesela ben düğün günü aşerdim diyelim, bu 'düğün provası' sayesinde geçiyor mu?"

Asiye masalardan birinden bir sandalye çekip otururken "Aşermek mi?" dedi Doruk heyecanla. "Canın bir şey mi istiyor?"

"Iı," dedi Asiye omuz silkerken. "Daha istemiyor. Ama yani ya isterse? Bu düğün provası aksilikler içinse bu da aksilik yani. Sonuçta benim canım bir şey çekerken sen 'Hayır Asiye, düğün bitsin.' demeyeceksin."

Asiye yanlarından elindeki tepsiyle geçen garson kızı durdurup "O tepsidekiler ne?" dedi. "İkramlıklar efendim." "Bakayım ne var orada?" deyip sandalyeden kalkmak isteyince "Dur, dur." dedi Doruk ve kızın elinden tepsiyi alıp teşekkür ettikten sonra gönderdi onu.

Tepsiyi Asiye'nin önüne koyarken "Acıktıysan bir şeyler yiyelim?" dedi. Asiye kafasını iki yana sallarken ağzına kürdana takılı kanepelerden tıkıştırdı. Yutkunduktan sonra "Acıkmadım, kalite kontrol için her şey." dedi.

Doruk kafa sallarken "Tabi, sen acıkmamışsındır. Yani sen öyle diyorsan öyledir. Ama benim bebeğim acıkmıştır. Gel, güzel bir yemek yiyelim hadi." dedi.

Asiye kanepeyi tutan eli havadayken Doruk'un söylediği şey ile kürdanı tepsiye bırakırken "Eskiden bana bebeğim derdin." dedi.

Doruk ona baktığında gözlerinin dolduğunu görünce "Bebeğim sen bebeğimize 'bebeğim' dememi mi kıskandın az önce?" dedi gülerek.

Asiye omuz silkince arkasına geçip kollarını boynuna doladı ve yanağına bir öpücük kondurdu. "Benim güzel bebeğim, canım sevgilim, bir tanem. Sen benim her şeyimsin."

"Bebeğimiz doğunca onu benden daha çok sevmeyeceksin, değil mi? Yani onu çok sev ama beni de çok sev." "Benim seni sevmeme gibi bir ihtimalim yok Asiye. Ben seni sevmeden nasıl yaşanır, bilmiyorum."

Asiye tepsiden aldığı kanepeyi Doruk'un ağzına tıkarken "Çok konuştun." dedi. "Çok da güzel konuştun. Hatta biraz daha konuşursan ağlayacağım ben."

"Asiye biliyor musun annem bana hamileyken çok duygusalmış. Yani haber bile izleyemez, etkilenirmiş." "Ee Doruk?" "E şimdi sen de ben bebeğimize 'bebeğim' dedim diye duygulandın ya hani, ben diyorum ki acaba bizim oğlumuz mu olacak?"

"Oğlumuz mu?" dedi Asiye yüzüne yayılan gülümseme ile. "Yani sevgilim annenin duygusallığının cinsiyet belirleme yöntemi olduğunu sanmıyorum ama sana benzeyen bir oğlumuz olmasını çok isterim."

"Bu konuya girersek çıkamayız o yüzden girmeyelim bence." "Neden?" dedi Asiye kaşlarını çatarak. "E sana benzeyen bir kızımız kesinlikle olmalı, bana benzeyen oğlumuz da olmalı. Sonra birde bana benzeyen bir kızımız ile sana benzeyen bir oğlumuz olmalı."

"Bizim kaç çocuğumuz olacağını hayal ediyorsun?" "Yani 4 tane saydım zaten. Ama sonra ikimizden birer parça alan yavrularımız da olmasın mı? Kalabalık aile iyidir, candır. 5-6 tane olsun bence."

"Yok artık Doruk. Ben onları doğuracağım, biliyorsun değil mi? Hayatta olmaz." Doruk bir şey demek için dudaklarını aralamıştı ki Melisa "Abi, Asiye, annem bir şeyler hazırlatmış. Yemeğe gelin hadi." diye bağırınca Doruk elini uzatarak Asiye'nin kalkmasına yardım etti. Kolunu omzuna atınca içeriye doğru yürümeye başladılar.
💖🎵

"Ömer sen hani kız tarafıydın, neden benim nikah şahidim olmak istiyorsun?"

"Çünkü Asiye'nin şahidi olamam. Yani istesem olurum tabi ama kardeşime emrivaki yapmam. Ama sana yaparım." "E benim şahidim var zaten." "Evet işte, benim senin şahidin." "Doruk tamam, Berk benim şahidim olur." dedi Asiye araya girerek.

"Ben ne olacağım Asiye?" diyen Aybike'ye döndü ve "Sen de nedimem ol." dedi. Bir şey demek için dudaklarını aralayan Melisa'ya "Sen de nedimem olabilirsin." dedi.

Melisa gülerken "Bu düğünde herkes bir şey oluyor Doruk, yeterince kişi var. Bize gerek yok bence, biz düğüne kalmasak mı?" dedi. Doruk gülüp "Kendi düğünümüze kalmayalım mı Asiye?" deyince "Ya kalmayalım. Nikahımız kıyılınca evimize gidelim." diye cevap verdi.

Gülerek "Olur güzelim, gideriz." diyen Doruk'a "Ben de yorulurum düğünde, ben de geleyim sizinle." dedi Ömer. "Olur tabi, gel Ömer." dedi Doruk yapmacık bir şekilde gülümseyerek.

Son heceyi uzatarak "Doruk!" diyen Asiye'ye döndü Doruk "Efendim sevgilim." diyerek. "Bana erik alsana." "Erik mi?" "Hıı, erik. Böyle ekşi ekşi, kütür kütür. Of, bak anlatıkça ağzım sulanıyor."

Doruk eğilip Asiye'nin yanağına bir öpücük kondurduktan sonra "Yani eriğin mevsimi değil ama ben gerekirse mevsim ile kavga eder yine de getiririm size erik, merak etme." dedi.
💖🎵

Nasıl buldunuz bölümü?

Daha önce aşerme, cinsiyet, doğum gibi sahneler yazdığım için tekrar yazmak istemiyorum. O yüzden zaman atlaması olacak. Seri sonunda da sürpriz bölüm 🙈

Sizi seviyorum, çok çok. 💙

HAYAT GİBİ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin