Uzandığı yerden "Ay!" diyerek doğruldu Asiye. Doruk panikle ona dönüp "Ne oldu Asiye? Sancı mı girdi? Kalk hastaneye gidelim hadi." dedi.
"Yok yok." dedi Asiye hızla. "Öyle bir şey değil. İyiyiz." Doruk rahat bir nefes alıp "Aklım çıktı ya." dedi.
"Sen neye öyle tepki verdin bakalım?" dedi elleriyle Asiye'nin önüne gelen saçlarını geriye atarken. "Nasıl ya? Sen kokuyu almıyor musun?" diyen Asiye'ye soran bir ifadeyle bakıp "Ne kokusu?" dedi.
Asiye "Mis gibi mandalina kokuyor ya, almıyor musun kokuyu?" deyince gülümseyip "Sen aşeriyor olabilir misin acaba?" dedi Doruk.
"Olabilirim." dedi Asiye de gülümseyerek. Doruk onun tavrına gülümseyip "Yalnız güzelim atladığın küçük, minicik detayları hatırlatmak istiyorum." deyince oturuşunu dikleştirip ona baktı Asiye.
"Birincisi saat gece yarısını geçiyor." dedi Doruk telefonundan saati kontrol ederek. "Ve biz ağustos ayındayız." diye ekledi.
Asiye triple önüne dönüp "Aman iyi, tamam. İstemiyorum mandalina falan." dedi. "Hayır sanki kendim için istiyorum. Senin kızın istiyor." diye söylenmeye devam ederken az önce kalktığı yatağa geri yattı.
O arkasını Doruk'a dönmüş asık suratıyla uzanırken Doruk gözlerini kapatıp gülerek iki yana salladı kafasını. Telefonundan Ömer'in numarasını bulup üstüne tıkladı ve kulağına koydu telefonu.
Ömer "Oğlum senin zamanlamana tüküreyim. Başıma bela mısın lan sen benim." deyince gülmeye başlayan Doruk ile "İntikam mı almaya çalışıyorsun Doruk, ne yapıyorsun?" dedi.
Doruk yine güldü ve "Ee oğlum, dayı olmak kolay mı?" dedi. "Asiye'ye mi bir şey oldu?" Ömer'in telaşlı sesine cevap olarak "Ömercik bazen kafan hiç çalışmıyor. Asiye'ye bir şey olsa ben böyle sakin sakin, gülerek mi konuşurum seninle?" deyince "O da doğru." dedi Ömer.
"Ee neden aradın bu saatte?" diyen Ömer'e "Asiye aşerdi. Birlikte gidelim diye aradım." diye cevap verdi Doruk. "İyi, tamam. 10 dakikaya geçeriz size. Ayşe de Asiye ile beklesin, yalnız kalmasın Asiye." deyip kapattı Ömer.
Ömer'ler Asiye ve Doruk'un karşılarındaki apartmanda oturuyordu. Ömer "Kardeşimden anca bu kadar ayrılabilirim." demiş ve o evi almıştı evlenince. Her güzel anlarını mahvetmesi dışında şikayetçi değildi Doruk ve Asiye bu durumdan.
Doruk telefonu kapattıktan sonra hala sırtı ona dönük ve asık suratıyla yanında yatan kadına baktı ve "Kızımızda sana benzerse çekecek çilem var demektir." deyince Asiye hızla kalktı yerinden bir süre ters ters Doruk'a baktıktan sonra "Kalın kabuklu olsun mandalinalarım. Bir de mis gibi koksun böyle." dedi.
"Peki, tamam." dedi Doruk onun mimiklerine gülerek. Hazırlandıktan sonra saate baktığında Ömer ve Ayşe'nin gelmek üzere olduğunu görünce "Ayşe senin yanında kalacak. Ben de elimden geldiğince kısa sürede gelmeye çalışırım." dedi.
Asiye kafa sallayınca yatağın yanına geldi ve eğilerek yanağına bir öpücük kondurdu Doruk. Elinin birini Asiye'nin karnına koyunca Asiye de kendi elini Doruk'un elinin üstüne koydu. Doruk "Sizi çok seviyorum. Biliyorsun, değil mi?" deyince Asiye kafasını aşağı yukarı salladı ve "Bizde seni çok seviyoruz." dedi.
Çalan kapıyla Asiye'nin yanağına bir öpücük daha kondurup ayağa kalkınca Asiye de yavaşça kalktı ve salona geçti. Ayşe "Ee Asiye, bebeğin adını ne koyacaksınız?" diye sorunca "Bilmem ki. Konuşmadık hiç Doruk ile." diye cevap verdi Asiye.
Bir süre sohbet ettikten sonra gelen telefon sesiyle sehpanın üstündeki telefonunu eline aldı Asiye. Doruk'un aradığını görünce "Efendim canım?" diye açtı telefonu. Doruk "Asiye, mandalina bulduk. Kalın kabuklu, mis gibi de kokuyor. Başka bir kriterimiz var mı?" deyince bir süre düşündü Asiye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GİBİ ✓
FanfictionAsDor hayali sahneler 🦋 💛💚 Omzunda hissettiği elle kolu yavaşlasa da durmadı. "Tamam Doruk, yeter." dedi Ömer durgun bir ses tonuyla. Doruk duymazdan gelmeyi tercih edince Ömer, Doruk'un umursamaz tavrına sinirlenerek "Ne yapıyorsun sen? Ha?" ded...