HAYAT GİBİ ✓

98K ÖZEL

Selam, n'aber?

Aslında bu seri için bu final hep aklımda vardı ama sona ufak bir ekleme yaptım. 🤏🏻

Bakalım nasıl bulacaksınız? İyi okumalar...
💖🎵

Kapıdan içeri el ele girdikten sonra "Anne?" diye seslendi Doruk. Mutfaktan gelen Melisa gülümseyerek "Hoş geldiniz." dedikten sonra "Annemle Efe bahçede, oyun oynuyorlar." diye devam etti.

Asiye gülümserken Doruk "Tamam güzelim." dedi yanağını sıkarak. "Doruk bana bebekmişim gibi davranmayı keser misin?" demesiyle "Sen bebek gibi davranmayı kesersen neden olmasın?" diye cevap verdi.

"Ya ne yaptım yine 'bebek gibi'?" "E Melisa hâlâ aynısın, 5 yaşındaki Melisa gibi. Ne zaman kapı sesi duysan 'Hoş geldin Doruk.' diye kapıya koşuyorsun hâlâ." "Bundan sonra geleceğin zaman haber ver, evde olmayacağım." "Al işte, 'Bundan sonra odamdan çıkmayacağım sen evdeyken, pis Doruk.'" dedi Doruk onu taklit ederek.

"Ya tamam, uğraşma kızla." dedi Asiye onu gülerek kolundan çekerken. "Asiye yavaş olsana ya." dedi Doruk ve Melisa'ya dönüp "Biz bahçedeyiz abim." dedi.

Onlar bahçeye giderken "Asiye bu bir daha gelmesin." dedi Melisa arkalarından. "Ben de seni seviyorum." diye bağırdı Doruk ona dönmeden.

Bahçe kapısından çıktıklarında ileride çimenlerin üstüne oturmuş, oynayan Efe ve Nebahat'i görünce gülümseyerek "Şunlara bak." dedi Asiye.

"Annemi uzun zaman sonra, o adam hapse girmemek için intihar ettikten sonra yani, ilk defa Efe'nin yanında gülerken gördüm ben Asiye."

Yanlarına yaklaştıklarında "Bana şu parçayı verir misin Neboş?" diyen Efe ile gülümsedi Asiye. Doruk "Ben sana 'Annem alışana kadar biz ikinci çocuğu yaparız.' demiştim." deyince "Sus biri duyacak şimdi." dedi Asiye etrafına bakarak.

"Asiye, duysunlar sevgilim. Ne olacak? Zaten öğrenmeyecekler mi?" "Doruk 'Herkes bir aradayken söyleyelim.' dedik ya. 3 gün sonra Ömer ile Merve'nin sözünde söyleyeceğiz."

"Ömercik'e en kral söz hediyesi benden yani, ha?"

Asiye kaşlarını çatınca "Yani güzelim yeğeni olacak ya hani, kimse bunun üstüne çıkamaz diye şey ettim ben." dedi Asiye'nin omzundaki saçlarını geriye atarak.

Asiye kafa sallarken onlara dönen Efe "Anne?" deyince "Annem." dedi. Birkaç adımda aralarındaki mesafeyi kapatıp yanlarına çömeldi ve oğlunun kahverengi, kıvırcık saçları arasına bir öpücük kondurdu.

Efe de onun yanağına bir öpücük kondurunca "Güzel oğlum benim." dedi kollarını ona sararak. "Hoş geldin Asiyeciğim." diyen Nebahat'e dönüp kafa sallarken gülümsedi.

Tekrar Efe'ye dönüp "Ne yapıyorsunuz anneciğim siz babaannenle?" dediğinde Efe "Babaannem kim?" deyince "Benden bahsediyor annen yavrum." dedi Nebahat.

Sonra Asiye'ye dönüp "Aşk olsun Asiye, ben o kadar yaşlı mıyım?" dedi. "Yok Nebahat Hanım, olur mu hiç öyle şey? Siz genç babaannesiniz. Tamamen biz erken çocuk yaptığımız için siz babaanne oldunuz, sizin yaşınızla hiçbir alakası yok."

Nebahat yüzüne yayılan gülümseme ile ellerini saçları arasında gezdirirken arkadan gelip annesinin yanağına bir öpücük kondurdu Doruk. "Canım annem benim." dedi kollarını ona dolarken. Annesi de onun yanağına bir öpücük kondururken "Güzel oğlum benim." dedi.

Asiye gülümseyerek onları izlerken kendisine sarılan Efe ile gülerek "Annem." deyip sarıldı o da.

Bu sefer de Asiye'nin arkasına çöküp Efe'nin saçlarını karıştırdı Doruk. "Ya baba," dedi Efe çatık kaşları ile kafasını kaldırıp ona bakarken. "Saçlarımı bozuyorsun."