Selam arkadaşlar, nasılsınız?
Beğeni ve yorumlarınız benim için değerli. Beklerim, biraz etkileşim lütfiiinnnn. <3
Bayramınız şimdiden kutlu olsunnnnn.
Bölümde bizimkilerin fiziksel özelliklerine uyarlasanız güzel olacak bir sürü fotoğraf kullandım, maksat kafanızda canlansın :D
Bir de ballı aylı bir bölüm diye, fanfinfonlar var 🤣 👀🔥🔥🔥🔥
Keyifli Okumalar :')
Michael Buble- I'm Feeling Good
Balayı için seçtiğimiz yer, Gölge'yle son tatilimizde gittiğimiz Paris'in devamı gibi bir kültürü içeren, Güney Pasifik'te Fransız Polinezyası'nda yer alan, Bora Bora adalarıydı. Buraya klişe tatil mekanları ya da kendi ülkemizin güzide yerleri arasından, internette gördüğümüz fotoğrafların güzelliğine aldanarak karar vermiştik.
Bindiğimiz uçaktaki tanıtıcı broşürlerde yazan bu bilgilerin yanı sıra adanın ilk adının Pora Pora olduğunu, bunun Tahiti dilinde ilk doğum anlamına geldiğini de öğrenmiştim ve aklım yine nerelere gitmişti, anlayabilirdiniz. Küçük bir çağrışımla hayaller ülkesine dalmakta üstüme yoktu.
Gece yarısından sonra düğün bitiminde, tamamıyla ailemizle kaldıktan sonra birlikte biraz daha oturmuş, halimiz kalmayasıya kadar eğlenip dans ettiğimiz için biraz soluklanmıştık. Sonrasında annemler akrabalarımızdan gece yola çıkacakları yollayıp, sabah dönecekleri bir otele ya da evimize götürürken biz de orada vedalaşarak, Damlaların yardımıyla evimize dönmüştük. Bilerek araya başka bir gün sokmadığımızdan uçağımız, sabaha karşıydı. Zaten aktarmalı bir tarife olacağı için düğün yorgunluğumuzun üzerine yoldan kaynaklı yorgunluk eklemeyi göze almış -bileti de erkenden aldığımız için avantajlı sayılsa bile delice bir para ödemiştik- sonrasında 10 günlük süreçte doyasıya dinlenebilmenin hayalini kurmuştuk.
Bize aldıkları arabayı da görmüştüm, düğün mekanından çıktığımızda. Füme, antrasit rengiydi gece olmasına rağmen ışıklandırmalardan anladığım kadarıyla ve Gölge'nin şimdiki arabasından çok daha geniş ve rahat edebileceğimiz ölçekte bir Jeep'ti. Arkadaşlarının böyle bir araba almasının altında aile oluşumuz anlamı yatıyor mu bilmiyordum ama dibimin düştüğü kesindi. Yüz binleri aşan fiyatıyla da herhalde onlara ömrümün sonuna kadar minnettar kalacaktım. Kim kime bir düğün hediyesi olarak araba veriyordu ki! Tabi kalacaktım yani!
Denizlerle ve bizi bıraktıktan sonra Damla'yla da vedalaştığımızda, önceden hazır ettiğimiz balayı valizlerini almıştık. Gölge'nin üzerimdeki gelinliği ilk gecemiz için çıkarmasını ben de isterdim ama bunun yerine birlikte soyunup dökünerek kısa bir duş almış ve taksiyle havaalanının yolunu tutmuştuk. Birbirimizi özlediğimiz onca günden sonra, evliyken birbirimizin olmak için biraz daha beklemek zorunda kalacaktık. Bunun için fazla sabırsız, çok özlem dolu ve heyecanlıydım.
Başımı çevirip, yan koltukta uyuyan kocama baktım. Bu sefer, geçenkinden biraz daha küçük olan koltuklar yüzünden, oturduğu koltukta biraz kaykılmış, elini de dirseğine dayayarak uyuyakalmıştı. Aslında bindiğimizde düğünümüz hakkında biraz konuştuğumuz için dikkati bendeydi ve yüzü bana dönüktü ama gerçekten yorulduğunu bildiğim için uykuya direnememesini de anlıyordum.
Uçağın içindeki karartılmış ışıkların vurduğu yüzüne sevgiyle baktım. Parmağında parlayan yüzük, gece boyunca benim için birçok tabusunu yıkıp, yanımda olması, evlenmenin onun için de güzel bir olay olduğunu kanıtlamıştı.
Gözlerim yorgunlukla sızladığı ve her açıp kapadığımda göz kapaklarımın içinde diken var gibi battığı için mutluluğum azalmasa ve düğünümüzü binlerce kez düşünmekten sıkılmayacak olsam bile biraz dinlenme fırsatımız olduğunu bilerek ben de gözlerimi kapadım. Uzun bir yolumuz vardı ve bu yolun hızlı geçmesi için en iyi arkadaş uyku sayılırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ
General FictionTolstoy: Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir, der. İki noktada da haklıdır. Ben de tamamen duygularımın esareti altında, yeni bir yolculuğa çıkmış, yolculuk boyunca sızlayan vicd...