Selam arkadaşlar, nasılsınız? Keyfiniz ve sağlığınız umarım yerindedir.
Beğeni ve yorumlarınız benim için değerli. Fikir belirtin lütfen. Beklerim. <3
18 Kasım 1989, Gölge'min doğum tarihi. Kitapta denk gelmedi doğum günü, o gün geldiğinde yeni bir şey buluruz ama bu bölüm için ona doğum günü hediyelerinden daha güzel gelen hediyeler bulup getirdim. O da bunun farkında zaten.
Bölümü hızlıca yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz. Keyifli Okumalar :')
Instagramda yeni bir reels var. Gölge için. Bakabilirsiniz. @tamamyayazar
Can Ozan-Toprak Yağmura
Hamileydim. Ben hamileydim.
Allah'ım bu benim için, beklenmedik zamanda geldiğine göre mucize değil de neydi?
Bu Gölge için, onu yeniden hayata bağlayan bir neden olacağından yaşama sebebi değil de neydi?
İnanmakta zorlandığım bir gerçek vardı önümde ve kanıtlı gerçeğe inanan iki kişi oda ortasında hâlâ delice bir sevinçle birbirlerine sarılıp sallanıp duruyorlardı. Damla'nın öyle davranmalarının ve belirsiz imalarının açık sebebi bu muydu şimdi? Kusmamı ikide bir hatırlatması, bayılma sebebimi biliyormuş da küçük görüyormuş gibi davranması ya da Bengü Hanım'la gelirken aklına bu mu gelmişti? Nasıl benden önce benim hamile olduğumu anlayabilirdi o şeytan ya, nasıl!
Kafamda bin bir soru oluşmuştu. Her birinin cevabını istiyordum ama önce kocamla bu sevinci paylaşmalıydım. Yattığım yatakta doğruldum. Gölge kıpırtısız duruşuna devam ediyordu ama ben bir anda can gelmiş gibi hareketlenmiştim. Üzerime örtülmüş battaniyeyi kenara sıyırıp, dizlerimin üzerinde yükseldim yatakta. Başımı Gölge'nin göğsüne dayadım ve sıkıca ona sarıldım. Ani hareketimle bir adım gerileyip sarsıldı çünkü onun da ayaklarının yere sağlam basmadığına an itibariyle emindim. Kalbi, göğsünü deşip geçecekmiş gibi bir hızda deli gibi çarpıyordu. Benimki de öyle. Başımı göğsüne daha çok bastırıp, canlılığını daha çok hissettim. Nabzı, tenini sarsıyordu. Tutuk elleri nihayet, ben ona daha da yakınlaşmak istedikçe çözülmüş belime ve sırtıma sarılmıştı.
Yazık, sevgilim aniden öğrendiği için haliyle şoka girmişti. Ben de ani öğrenmiştim ama haftalardır bedenimde hissettiğim saçma sapan bir ton duygu değişimini bizzat gördüğümden kafamda daha net oturtmuştum. Bir de bu hissi bedeninde yaşayan o değil, bendim.
Gölge hastaneye gelmese ya da benim hamile olmamı anlamamı sağlayan belirtilerim daha bilindik olsa, evde ona bir sürpriz yapabilirdim oysa. Fırsatı kaçırmıştık. Neyse artık sürprizimizi yine yeniden ilk kez duymuş gibi, coşkulu bir kutlamayla yapardık. Sadece ikimizi içeren bir kutlamayla...
Aradan geçen sadece birkaç dakikaydı ama çok daha uzun sürmüş gibi zaman ağırlaşmıştı. Mutluluk gözyaşlarımdan birkaçı daha yanaklarımdan aşağı düşüp, Gölge'nin tişörtünü ıslattı. Damla o sırada bizi kutlama sırası gelmiş gibi üzerimize yaklaştı hızla. Deli hallerini bırakmadan ikimize birden sarıldı. "Ayyy sevinçten şimdi ben bayılacağım, tebrik ederim sizi canlarım benim." Gölge'nin göğsüne dayadığım başımı çekip, yanağıma sıkı bir öpücük kondurdu. "Benim güzel kankam anne de mi olurmuş?" Beni güldürdükten sonra, tek eliyle Gölge'nin de boynuna asılmış, başını biraz eğmesini sağladıktan sonra onun da yanağını öpmüştü. "Aslan eniştem aslan, sıfatlarına bir de baba eklenmesin mi senin be!"
İkimizi yaka paça sallayıp, hiç sarsılmamışız gibi biraz daha sarsarak sevdikten sonra geri çekildi. Yerinde hoplayıp zıplarken yirmilerinin ortasında değil de beş yaşında bir çocuk gibi şen şakraktı. O vakit kaybetmeden formasının cebindeki telefona sarılırken, trans halimden uyanıyormuş gibi kuvvetle bağırmıştım. "Hayır!" Ne yapacağını anlamışım tabi. "Hayır bu haberi sen vermeyeceksin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ
General FictionTolstoy: Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir, der. İki noktada da haklıdır. Ben de tamamen duygularımın esareti altında, yeni bir yolculuğa çıkmış, yolculuk boyunca sızlayan vicd...