♧27♧ KARMAKARIŞIK

1.1K 64 12
                                    

Ceren Gündoğdu- İki Keklik

Keyifli Okumalar :)

4 SAAT ÖNCE

Babamın olayı araştırması için güvendiği, hem emniyetten arattığı hem de yakın mevkilerdeki sivillerden, alan için soruşturmaya yolladığı birkaç polis arkadaşından haber gelmesini beklerken herkes bir yerlere dağılmıştı. 

Gölge'nin kimliksiz ve tek başına oluşu onu takip etmeyi zorlaştıracaktı. Ama hedefinde olduğu ve gideceği yer onun yanı olacağı için Sansar lakaplı, gerçek adını siteden öğrendiğim Yılmaz Soykan'ı takip edeceklerdi. Babamın detay vermemesine rağmen anneme olan bakışlarından o soysuz adamın temiz bir geçmişi olmadığını, daha önce de mimlendiğini anlamıştım. Belki gerekli üç beş belgeyle hapise bile girebilirdi. Hâlâ içimde bu umuda tutunuyordum.

Abim bir saat önce, Leyla'nın biraz dinlenmesi gerektiğini söyleyerek onu eski odasına çıkarmıştı. Dinlenmekten çok Leyla'nın benim tarafımı tuttuğunu söylemesi yüzünden, bu olanları anlamaya çalışacakları bir konuşmaya gireceklerinden emindim ama sesimi çıkaracak yüzüm de, dermanım da yoktu. Annem zorla bir şeyler yemem gerektiğini öne sürmüştü. Reddetsem de mutfakta bana çorba hazırlıyordu. Ben de odama çekilmiştim. Odamda kaldığım sürece bu odayı istememde etkili olan küçük balkonumda dikilmiş geceyi karşılıyordum. Hava yavaşça serinlemeye başlamıştı. Akşam rüzgarı tenimi ürpertiyordu. Ben burada, içimde tutunmaya çalıştığım umutla, boş gözlerle arada araba geçen arka sokağa bakarken belki de Gölge'nin işi çoktan bitirdiğini de düşünüyordum. Bundan sonrasının ne olacağı konusunda bir fikrim ise kesinlikle yoktu. Sadece anı kurtarmak, şimdiyi toparlamak istiyordum evet ama Gölge o pisliği öldürürse onun hapiste geçireceği ve benim başka bir dünyaya savrulacağım ancak ayrı bir geleceğimiz olabilirdi.

Tüm ailem, benden sözlü bir şey duymasa bile Gölge'ye olan hassas tavrımın nedenini anlamıştı. Bu zamana kadar ailemin karşısına ciddi birini çıkarmamıştım. Üniversitede olan sevgilimi annem biliyordu ama babam ve abimin bu konu hakkında bilgileri olduklarını sanmıyordum. Şimdi ikisi de ara bir durumda kalmışlardı. Babam daha çok sessizdi. Polis olarak hareket etmek isteyip, duygu ve düşüncelerini araya katmamaya çalışıyordu. Yoksa beni üzdüğünü ve perişan bir hale soktuğunu düşündüğü Gölge'ye yardım etmezdi. Oysa beni üzen o değil yaşadıklarıydı. Bitap görünüyor olabilirdim ama Gölge de benim aynımdı.

Abimse kartlarını daha açık oynuyordu. Bugün onun hiç karşılaşmadığım kadar ciddi bir yüzüyle karşılaşmıştım. Hatta bu tavrı beni korkutmuştu. Sonra kendi söylediği gibi bu durumdan çok pişman olmuştu ama her an tetikte olup, bir başkasından değil de Gölge'den de bana zarar geleceğine inanıyordu. Hayatım boyunca, hiçbir zaman hiçbirinin aşık olduğum adamı böyle öğrenmelerini istemezdim. İtiraf ettiğim bir gerçek de yoktu ama ucundan tutunduğum geleceğe dair umutlarım gerçekleşirse, hepimizin hislerinin nasıl toparlanacağını da bilmiyordum.

Omuzlarıma birinin dokunmasıyla irkildim. Ayakta bir put gibi dikildiğimi o ana kadar fark etmemiştim. Damla hava serinlediği için omuzlarıma bir şal bırakmıştı. Başımı ona çevirdim. Omuzumu destek vermek istercesine sıkan eline dokundum. Yüzünde beni her zaman anladığını gösteren o anlayışlı gülümseme vardı. Bir adım gerileyip balkondaki puflara oturduk. Bir şey sormuyordu ama benim ona olanları anlatmamı bekliyordu. Tekrarlamak ve yaraları deşmek istemiyordum ama her koşulda olan en yakın arkadaşıma da sırt çeviremezdim. Yüzümden allak bullak ifadeler geçiyor olmalıydı ki omuzumdaki elini indirip, ellerimi tutarak kendine çekti.

"İyi misin sen?"

"İyiyim."

"Gerçekten soruyorum Mihre, beni de kandırma. Ne hissediyorsun?"

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin