♧44♧ EKİNOKS

799 52 4
                                    

Selamlar. KISA HİKAYELER'DE YENİ BİR KURGU VAR. SAVAŞ VE BARIŞ'IN ASLI. BAKABİLİRSİNİZ. 💋

Gripin- Beni Boş Yere Yorma

Bu arada, çok yeni bir INSTAGRAM SAYFASI AÇTIM.  @tamamyayazar  kullanıcı adıyla. Takipleşelim. Mesaj da atabilirsiniz.

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli Okumalar :) 🥰

Bir gece, daha ne kadar kötü hale gelebilirdi ki? Bunu hak edecek ne gibi bir suç işlemiştik? Girdiğimiz büyük bir günahın bedelini, dünya içinde mi ödememiz gerekiyordu? İçimde bu geceye dair kötü bir his, fikri duyduğum ilk andan beri her zaman burnunun ucunu göstermişti ama onu karanlık köşelere geri itmeye çalışmış, daima umutlu yanımı gün yüzüne çıkarmıştım. Yine de bir an için, hepsi bir kâbus olsun, gerekirse yatağımda nefes nefese uyanayım diye dilemekten de geri kalmıyordum. Gece benim için zaten yeteri kadar kötüydü ama Deniz için öyle olması gerekmezdi. Geceden, gerçekten zevk alan birkaç insandan biriydi. Yanımıza geldiğinde de enerjikti, giderken de mutluydu. Bunun bozulmasını, kendi ruh halim kötüleşti diye, saf bir bencillikle istemezdim. Kimse istemezdi.

Ama onu ilk defa bugün, bu kadar net uyarmıştım. Bazı şeyler, insana gerçekten mâlum oluyordu galiba. O tüm yaşanan kargaşadan da bir haberdi tabi, kendine ve sevgilisine odaklı bir kızcağızdı. Biz ise, onlarca kişiyi çalkalayan bir gecenin ortasında kalmış öfkeli yetişkinler olmuştuk. Deniz'in bunu tahmin etmesi mümkün olamazdı tabi ama abisinin mekânının sınırları içerisinde de, bu kadar rahat davranmasaydı keşke diye düşünmeden edemiyordum. Şimdi ne olacaktı?

Ben, Gölge'nin gözlerinin keskinliğinden şüphe etmezdim ama o kendisinden emin değilmiş gibi ekrana yaklaşmış ve bir kere daha ayan beyan ortadaki gerçeğe bakmıştı. Bakışlarını tekrar takip ettim, neyse ki Deniz ve Oğuz bize yeni bir kalp krizi geçirtmek istemeyerek ayrılmışlardı. Gölge'nin odağını kaybetmiş gibi dengesiz gezinen bakışları, beni buldu. Yüzüne sabit bir ifadeyle bakakaldım. Yanlış bir mimik yapsam, sanki her şey hiç olmamış gibi alaşağı olacaktı.

"Mihre, ben yanlış görüyorum, değil mi?"

Sesi ürkütücü derecede sakindi, yine ortalığı toparlamaya çalışıyormuş gibi soğukkanlı davranıyordu ama dışa vurduğu tüm hareketleri, içinde patlamaya hazır volkanın habercisiydi. Evet, demek isterdim ama dilim kenetlenmişti. Gerçi ona bir yalan daha söyleyemezdim, bunu geçtim kendi gözleri varken bana inanacak da değildi, bende kalan birkaç saniyelik bakışları çekildi, yeniden kardeşine kaydı.

Deniz'in onu gördüğümüz şekilde, üzerinde beyaz hep giydiği ve ona çok yakıştığını düşündüğüm baskılı tişörtlerinden biri vardı saçları kıvır kıvırdı, aynıydı ve dünyadan bir haber haliyle profilini kameraya gösterecek şekilde, yan da dönmüştü. Şimdi sadece sarılıyorlardı ve dudakları bir şey konuşuyorlarmış gibi kıpırdıyordu. Aklımızda, ne kendisi olduğuna dair ne de karşısındaki adamla yaşadıkları bir şeyler olduğuna dair, şüpheye dair bir kırıntı bırakmak istemiyor gibiydi.

Dudaklarımı ıslattım. Sesim fazla sakindi. Yanlış bir şey söyleyip onu da kızdırmak istemiyordum, ki benim bu durumu belki de, hayatlarına bu denli girmeden de biliyor oluşum beni büyük bir kaygıya itmiyor değildi. "Gölge-"

"Mihre, sana bir soru sordum?"

Cevap veremedim bir süre ama bakışları bende değildi zaten, hâlâ başka bir tanıdık hissi görmek ister gibi ekrana bakıyordu. Yüzü birkaç saniye sonra, hızla bana döndüğünde irkildim, ancak ve ancak kafamı iki yana sallayabilmiştim. Yanlış görmüyordu. Ne diyebilirdim ki? Hayır desem, tamam deyip, biraz önce bıraktığımız sarılmamızı, sevişmemizi devam mı ettirecekti? Aklında bir şüphe kurdu kalmayacak mıydı?

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin