♧19♧ KOLYE

1.4K 83 8
                                    

Bağzıları- Zaten Kırılmış Bir Kızsın

Gözlerimi tekrar açarken uykudan uyanıyormuş gibi hissetmiştim. Sanki her şey normaldi. Gündelik hayatıma, basit sorunlarıma, rutin işlerime devam ediyordum. Ama bu doğru değildi. Damla'nın bayıldığımı söylediğini de hatırlıyordum, hastane odasında yattığımı da. Yana dönük başımı düz çevirdim. Görüşüm netleşti. Hatırlamadığım şey odamda bulunan kişilerdi. Onların da yeni geldiğine emindim. Duvar saati on biri çeyrek geçiyordu. Karşımda uyanıyor fısıltılarıyla annem, babam, abim ve yengem vardı. Tüm çekirdek ailem burada diyebilirdim. Onları gördükten hemen sonra tekrar bayılmayı istemedim desem yalan olurdu. Kabus görsem bu durumdan ancak bu kadar rahatsız olurdum.

Annem hemen yanı başıma yaklaştı. Yatağın kenarına oturdu.

"Kızım iyi misin? Bu halin ne senin?"

Halimde ne vardı acaba? Beti benzi atık, üzgün bir surat dışında?

"İyiyim. Siz neden buradasınız?"

"Seni her gün arıyoruz, hep reddediyorsun ama bugünkü aramalarımıza Damla dayanamamış olacak ki cevap verdi sağ olsun."

Damla'ya sinirli bir bakış attım. Ama benim bakışlarımdan kaçmak ister gibi gözleri tavanda dolaşıyordu. Üzerinde doktor önlüğü vardı. Kıyafetlerini de değiştirmişti. Doğru ya bugün onun ilk iş günüydü. Kendine çeki düzen verip tekrar gelmişti herhalde. Fırsat buldukça da başımda bitiyor olmalıydı.

"Ne oldu sana kızım?"

Babam da diğer tarafa yaklaşıp elimi tuttu. Onun elini güven vermek istercesine sıktım.

"İyiyim baba birden halsizleştim. Bayılmışım. Tansiyonum düşmüştür. Buraya kadar zahmet etmeseydiniz keşke hepinizin işi gücü de var."

"Boş ver sen onları şimdi."

Normal zamanda hepsinin her şeyi bırakıp yanıma koşmaları, kendimi on kat daha önemli hissettirirdi, ben de boş verirdim ama şu durumda değildi. Yatakta doğruldum. Hepsi aşırı tedirgindi ama benim odaklandığım tek şey, bir an önce evime yalnız başıma gitmek ve unutmadığım üzere o kolyeyi bulmaktı.

"Ben gerçekten iyiyim. Kendimin iyi olup olmadığını da bilmeyecek miyim? Unuttuysanız hatırlatayım doktorum ya?"

Anne ve babamın gözlerinde bolca şefkat ve anlayış vardı ama aynı şeyi göz temasından kaçındığım abim için söyleyemedim. Ebeveynlerim kızlarına kıyamıyorlardı ama abim beni tek kalemde harcardı.

"Kendi ilacını bulamayan, her zaman olan bir şeymiş gibi bayılan bir doktor. Ne kadar da güvenilir!"

Annem benden önce davranıp abimi uyardı.

"Mahir! Kız daha yeni uyandı seni çekmeyecek oğlum."

"Gayet de çekecek anne. Senin bu kılık kıyafetin ne kızım? Neredeydin de bayıldın sen?"

Üzerimdeki transparan üstü hatırladım. Geceden kalma olduğum belliydi elbette. Üzerime o an bir hastane önlüğü giydirmelerini ne kadar da çok istediğimi tahmin edemezdiniz.

"Hep giydiğim şeyler abi ne var? Evdeydik Damla'yla. O getirdi beni buraya, değil mi kızım konuşsana."

Damla sessizdi. Bunu bana garezi olduğundan yapmıyordu belki ama ailem buradayken konuyu açmam gerektiğini de vurguluyor gibiydi. Söylesem benden çok o rahatlayacaktı. Çok kişinin bilmesi onu rahatlatacaktı. Bana yardım edeceklerini düşünüyordu. Kendi çaplarında ederlerdi de ama o zaman bu olaydan ben çekilmek zorunda kalırdım. Bunu istemediğimi anlamıyor muydu? Gözleri bu sefer gözlerime çakılıydı. Diğer hepsinin gözü ondayken o bana kilitlenmişti. Çaktırmadan kaş göz işareti yapıyordum ama ikimiz arasında mekik dokuyan abim varken bu zordu. Dişlerimin arasından konuştum.

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin