♧33♧ KISKANÇLIK

1.4K 65 2
                                    

Yüzyüzeyken Konuşuruz-Dinle beni bi'

Keyifli Okumalar :)

Başlangıçtan sonra hızla gelişen ilişkimizde, akan zamana ayak uydurmayı bırakalı çok olmuştu artık. İlk yemeğimizin üzerinden tam iki hafta geçmişti. Bu iki hafta içerisinde olabildiğince fırsatları değerlendirmek istediğimiz için neredeyse her gün buluşur olmuştuk. Birkaç defa bu buluşmalar sekteye uğramıştı. Gölge sonunda mekanı almıştı, Yeraltı'nda artık sular durulmuştu. Mekanın yeni dizaynı için birkaç kişiyle anlaşmış, dediğine göre Mahzen'in işletmecisi oraya da bakacaktı. En azından ilk aşamada. Devamında ihtiyacı olursa yeni birini işe alacağından bahsetmişti. Bunların yanında maçlar için ayarlamalar yeniden yapılmaya başlanmıştı. Artık uzun süre verilen aradan sonra seyirciler de epey sıkılmıştı ve baskı yapıp, siteye mesajlar atmaya başlamışlardı. Gölge de vurulduktan sonra bıraktığı antrenmanlarına geri dönmüştü. 

Canını acıtacak kadar zorlamamasını söylüyordum ama beni dinlemeden eski gücüne kavuşmak için canla başla çalışıyordu. Bu iki hafta, eski kas gücünü toplaması için yeterli olmuş olmalıydı ki vücudunda kıyafetlerin üzerinden bile gözler görülür bir değişim olmuştu. Yeniden sağlıklı bir şekilde verdiği kiloların bir kısmını almıştı. Yüzü bile çok daha sağlıklı duruyordu artık. Belirginleşen elmacık kemikleri bile yanaklarının dolmasıyla biraz geriye çekilmişti. Bu hali de ayrı bir yakışıklıydı. Artık öpüşürken elimin altında sakallarla kaplı yanakları daha başka bir şekil alıyordu, daha dolgun geliyordu.

Geçen sürede ailemle aramı en üst seviyede iyi düzeye çıkarmıştım. Onlarla arama mesafe koyduğum için durumu toparlamalıydım, canlarını sıkan ilk neden buydu çünkü. Babamla yeniden atışabilen eğlenceli kızı olmuştum, abimle fırsat buldukça takışmaya devam etmiştik. Leyla hariç hepsi, benim kendi kendime toparlandığımı düşünüyordu. Annem birkaç defa bunda etkenin başka bir kişi olduğuna emin olup olmadığımı sormuştu ama ben huyuna gitmek için hayır demiştim. Laf arasında Gölge'nin gidişine hak verdiğimden falan da bahsetmiştim. Mantıklı konuşunca annem de onun bir süre uzaklaşmasını neredeyse haklı bulmuştu ama bu benim anlarımı hatırladıkça sinirlenmesine engel olamıyordu. 

Evet, Leyla'nın bebeğinin cinsiyeti de belli olmuştu. Haberi alır almaz söz verdiği gibi hemen beni aramıştı. Duyduğumda hastanedeydim, sevincimden önüme çıkan tüm doktor ve hemşire arkadaşlara bir şeyler ısmarlamıştım. Benim de bir kız yeğenim olacaktı. Leyla sevinmekle, babasının kıskanç tavırları şimdiden belli olduğu için üzülmek arasında kalmıştı ama kendine yandaş bulması onun sevincini daha ağır bastırıyordu. Bizimkilerde haberi alınca yine yemek yemek için toplanmıştık. Anne babamda inanılmaz değişik bir duygusallık vardı. Babam bile ilk torununun erkek olmasını falan istediğini söyleyip, dalga geçtiği günleri unutmuş minik bir kızın hayalini kurar olmuştu. 

Abim zaten başka alemdeydi. Leyla'ya benzeyen bir kız düşüncesi onu yeniden aşkla dolduruyordu buna emindim. Ben de inanılmaz mutluydum. Birkaç defa alışverişe çıkıp, kendime kıyafet bakarken gözüme çarpan iki minik elbiseyi de alıp şimdiden halasının ilk hediyeleri diye Leyla'nın eline tutuşturmuştum. Bilgili anne tavırlarına bürünüp, başlarda hızlı büyüyeceği için şimdiden benim önümü kesmeye başlamıştı ama onu takacak değildim. Yeğenim için heyecanlanırken bu uğurda her önüme geleni bile alabilirdim. Kız olduğunu Gölge'ye de söylemiştim. Her kız bebeği duyup, gördüğünde üzülmek onu elbette çok yıpratırdı artık daha olgun karşılamış ve bence en az benim kadar o da sevinmişti. Leyla ve Damla'yla tanıştıktan sonra onlara kanı ısındığı zaten belliydi. Çok arkadaş canlısı gibi görünmemesine rağmen hepsi iyi anlaşmıştı. Haliyle bu habere de sevinmesi kaçınılmazdı.

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin