♧77♧ SABIRSIZLANMAK

483 27 17
                                    

Selam arkadaşlar, nasılsınız? Uzun bir ara oldu ama uzun da bir bölümle geldim.

Beğeni ve yorumlarınız benim için değerli. Fikir belirtin lütfen. Beklerim. <3

Toygar Işıklı-Sen Eşittir Ben

Keyifli Okumalar :')

Bir bebek kahkahası... Belki de biraz büyük çocuğundu.

Sesten tam olarak emin değildim ama kulaklarımın duyduğu tek şey buydu. Gözlerimi açtım. Zihnim huzurlu bir anın etkisinde kalmış gibi dingin ve boştu. Etrafıma baktım. Yataktaydım. Ama bu hangi yataktı? Tatilde miydik hâlâ emin olamamıştım.

Sesler bir yükselip bir alçalırken yerimde doğruldum. Uykunun getirdiği sersemliği üzerimden atmak için gerinirken, ana eşlik eden kahkahalara bu hayatta direkt tanıyacağım ve bana huzur verdiğine emin olduğum seslerden ilki, belki de tekiydi artık, kulaklarıma doldu.

"Koşma bebeğim, düşeceksin!"

Ses elbette Gölge'nindi. Kime koşma diyordu?

Çok keyifli olduğunu ancak kahkahasıyla belli eden bir çocuğun kahkahası durmaksızın arttı. Sanki bu bir kovalamacaydı. Kelimelere bakılırsa da zaten öyleydi.

Herhalde üst kattaydım. Odaya doğru tırmanan adım seslerinden biri hafif olmasına rağmen diğeri güçlüydü. Yatakta biraz daha öne kaydım ama bunu yaparken çok yorgunmuş gibi epey zorlanmıştım. Dizlerime dolanan çarşaftan kurtulmuş, nihayet de ayaklanabilmiştim. Gözlerim açılmasını merakla beklediğim kapıdaydı.

"Baba, annem uyanmış mıdır?"

Bu ince ses? Onu tanımıyordum ve ne yazık ki kız çocuğuna mı yoksa erkek çocuğuna mı anlamamıştım da. "Bakalım mı?" Gölge kafamda her halinde olduğu gibi epey netti ama.

Kapı aralandı. Çok hareketli olduğu eve bulaştırdığı neşesi ve kıpırtılarından anlaşılan minicik bir çocuk ben onu net göremeden odanın içine fırlayıp, dizlerime sıkıca sarıldı. Kalbim büyük bir heyecanla yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Onu görmek için kafamı yere eğdim ama görebildiğim tek şey karnımın burnumda olan haliydi. Bu neydi böyle?

En az sekiz, belki de dokuz aylık hamileydim ve şişmiş karnımla bacaklarıma sıkıca sarılan çocuğu bile göremiyordum.

Kapıdan, uzun boyu, geniş omuzları ve nefes kesen gülümsemesiyle Gölge girdi. Beni ayakta dikilir bulduğuna sevinmiş ve anlamadığım bir duygudan da hafif gerilmiş gibi gözlerini yüzümde gezdirdi.

"Benim bebeklerim uyanmış mı?"

Kafamı salladım ama dilimi yutmuş gibi konuşamıyordum? Acaba Gölge'nin daha başka kaç bebeği vardı? Bu bir anda beni fazlasıyla korkuttu desem, inanılır mıydı?

Ellerini iki yana açıp, beni kocaman kucaklamak ister gibi hızla yanıma yaklaştı. Ben de kollarımı kaldırdım ama ona sarılamadım. Her saniye durmaksızın büyüyormuş hissi veren karnım buna engeldi. Gölge ve biraz önceki çocuk kahkahasına birkaç şen gülüş daha eklendi. Allah'ım bizim sadece bir çocuğumuz yok muydu? Duyduğuma emin olduğum farklı en az dört ses ve karnımdakini sayınca beş nasıl oluyordu? Gülmeye devam ettiler ama ben hiç ama hiç gülmüyordum.

Nefes nefese gözlerimi araladım. Sona yakın bunun bir rüya olduğunu, orantısız büyüyen ve beni bir dev olacakmış gibi korkutan karnımdan anlamıştım ama neyse ki çığlık attıran bir kabus da sayılmazdı.

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin