POV: Azer ve Karaca bir barda tanışır.
UYARI!!
Tek gecelik ilişkilere karşı herhangi bir sebepten karşı olan varsa, bu hayali bölümü okumasınlar rica ediyorum. Bana kalırsa iki insan başkalarına zarar vermedikleri sürece paşa keyiflerince istediklerini yapabilirler ama herkes böyle düşünmüyor tabii ki. O sebeple başka fikirde olanlarla bir başka hayali bölümde görüşelim. Öpüldünüz çiçekler :)
Topuklu ayakkabıları kaldırımda ses çıkartırken önünde durduğu bara baktı Karaca. Gece gece hiçbir hadsizle uğraşmak istemiyordu, zaten berbat bir akşam yemeği geçirmişti. Tek istediği biraz kafasını dağıtıp sonra evine gitmekti. Aslında hemen evine dönmeyi de düşünmüştü ama korkunç date inin arkasından evine gidip battaniyesine sarılarak dizi izlemek istemiyordu.
Mekanın kapısını açıp içeri girdi ve etrafına bakınmaya yeltenmeden bar taburesine oturdu. Yukarı sıyrılan elbisesini düzelttikten sonra önüne gelen saçları da kulağının arkasına attı ve barmene baktı.
"Merhabalar." dedi kibar bir sesle. Barmen temizlediği bardağı bırakıp ellerini tezgaha dayadı ve gülümsedi.
"Hoşgeldiniz, ne içersiniz?"
"Viski, sek." dedi Karaca ve adam içkisini hazırlarken telefonuna göz attı hafifçe. Arkadaşı, akşam yemeğinin nasıl geçtiğini soruyordu. 'Annesiyle yaşayan ve oyunlar dışında bir bok bilmeyen bir adamdı. Berbat.' yazıp yolladıktan sonra oflayarak etrafına bakındı. Sol tarafında masalar vardı, arkadaş grupları ve birkaç çift yemek yiyip içki içerek sohbet ediyorlardı. Sağ tarafına dönünce, barın köşe kısmında oturan bir adamı gördü ve sertçe yutkundu.
Karaca o kadar kolay erkek beğenen biri değildi. Hatta fazlasıyla seçiciydi. Ama bu adam, birkaç saniyeliğine de olsa gözlerinin ona kilitlenmesini sağlamıştı.
Kısa ve siyah saçları düzgün bir biçimde yapılmıştı. Ne fazla özenli, ne bakımsız duruyordu. Üstünde kaslı vücudunu oldukça belli eden beyaz bir gömlek vardı. Kravat takmamıştı, ceketini de çıkartıp yanındaki tabureye yerleştirmişti. Önünde kendisininki gibi sek bir viski duruyordu. Tek eli tezgahın altında olduğundan göremiyordu Karaca, diğer eliyle de telefonunu döndürüyordu.
Karaca gözlerini adamdan çekmek için kendini zorladı, ama kilitlenmiş gibiydi sanki. Ve hep olduğu gibi, izlendiğini hisseden adam kafasını kaldırdı ve Karaca'ya baktı. Yakalanmış gibi hızla bakışlarını çekip viskisinden sert bir yudum aldı Karaca. Ama sonra merakı yine galip geldi ve yandan bir bakış attı adama. Adamı bıraktığı yerde bulamadığında kaşları çatılmıştı ki, yan tarafından bir ses geldi.
"Aptal bir adammış."
Karaca irkilip diğer tarafına döndü ve az önce baktığı adamın yanında oturduğunu gördü. Terleyen ellerinden bardak kayıp düşmesin diye bardağı bıraktı ve kaşlarını kaldırıp adama baktı.
"Anlamadım?" dedi boğazını temizleyip. Adam bakışlarını gözlerinden çekmeden konuştu.
"Bir buluşmaya gider gibi giyinmişsiniz, ama saat daha erken. Ben, kötü bir buluşmadan sonra nefeslenmek için oturduğunuzu düşünüyorum." dedi kaşlarıyla bardağı işaret ederek. Karaca hafifçe güldü adama. Çekinmeden yanına oturmasından ve adamın özgüveninden rahatlık bularak o da konuştu sonra.
"Bir toplantıdan da çıkmış olabilirim. Ya da aile yemeğinden?" dedi tek kaşını kaldırıp. Adam kafasını salladı ve düşünürmüş gibi durdu birkaç saniye.
"Mümkün tabii. Onları da düşünebilirdim ama..." dedikten sonra Karaca'nın telefonunu işaret etti. Yemeğe çıktığı adamdan art arda mesajlar vardı telefonunda, birkaç da cevapsız arama. Gördüklerinden sonra sertleşen bakışlarıyla tekrar adama döndüğünde, adam birkaç saniye rahatsızca etrafına bakındı ve boğazını temizledi.