Benim yazarken çok eğlendiğim ve bir o kadar da duygusallaştığım bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Bölümle ilgili de ufak bir ön bilgi vereyim hemen aşağıda:
POV: Her şey dizide olduğu gibi ilerlemektedir. Karaca bazı geceler evden gizlice kaçıp Azer'le buluşmaktadır. Bölümün diziden farkı, Salih ve Karaca'nın ilişkisidir. Bu evrende, Salih Koçovalı evinde olan biten her şeyi görmekte ve Karaca'yı kendine benzetmektedir. Ailenin sevilmeyeni, kara kuzusu olan Karaca onun için bambaşka bir yerdedir. Karaca, Salih'e amca diyordur çünkü bütün aileye karşın onu tek gören ve en çok seven Vartolu'dur. Karaca'nın kimseye söylemediklerini yalnızca amcası bilir ve amca yeğen arasına kimse giremez.
Bol bol yorum yaparsanız, düşüncelerinizi yazarsanız çok sevinirim. İyi okumalar çiçekler, seviliyorsunuz :)
Arabanın ön koltuğunda yan dönmüş bir şekilde Azer'i izliyordum birkaç dakikadır. Mahalleye girmiştik ve bizim evin arkasına gelmek üzereydik ama yapmak istediğim son şey bu arabadan inip Koçovalı evine geri girmekti.
Azer bakışlarını bana çevirmedi ama gülümsemesiyle yanağındaki çukurlar tekrar gösterdi kendini.
"Bana biraz daha öyle bakarsan arabayı gerisingeri çevireceğim Karaca." dedi sırıtarak. Bu söylediğiyle ben de gülümsedim ve kafamı salladım.
"Yapamazsın." dediğimde bana yandan bir bakış attı.
"Sen sevgilini hiç tanımamışsın." demesiyle bir kahkaha attım. Azer, duyduğu şey onu mutlu etmiş gibi heyecanla bana bakarken kolumu kaldırıp elimle yanağını sevdim.
"Fadik Teyze seni mahveder. Eve götüremezsin beni."
Azer bana muzip bir ifadeyle baktı.
"Tek evimiz orası mı kızım?" dediğinde gözlerimi devirdim. Azer'in suratı birden düştüğünde, eve yaklaştığımızı anlamıştım. Yanağındaki gamzelerle oynamayı bırakıp önüme döndüm ve camdan dışarı baktım. Gördüğüm şeyle kaşlarım çatıldı.
"Azer?" dedim tedirgin bir şekilde. Gördüğüm şeyi onun da görüp görmediğini anlamaya çalışıyordum.
"Yoksa o?" dedikten sonra arabayı iyice yavaşlatmıştı ki gördüğüm bordo renkli takım elbise elini kaldırdı. Eliyle arabaya gel gel yaparken amcamın sesini duydum.
"Topla gel!"
Salih amcam oldukça doğal bir şekilde Azer'e park etmesini işaret ederken gözlerim açık bir şekilde Azer'e baktım.
"Azer Allah aşkına-" diyerek konuşmaya başlamıştım ki Azer vitesteki elini kaldırıp bacağıma koydu.
"Sakin ol Karaca. Bir şey yapmayacağım." dedi ama eli bile gergin bir şekilde duruyordu bacağımda.
"Ağzerciğim dikkat et çizilmesin. Kaldırım yüksek çünkü." dedi amcam suratında yapay bir gülümsemeyle. Azer arabayı tam amcamın önüne çekip durdurdu ve bana baktı.
"Sen direk eve geç." dediğinde hızla iki yana salladım kafamı.
"Hayatta olmaz! Birbirinizi öldürürsünüz!"
Azer'le birbirimize meydan okur gibi olan bakışmamız, camımın dışarıdan tıklatılmasıyla bölündü. Amcam camı açması için eliyle işaret yaparken hızla camı açtım.
"Amca, bak vallahi bir daha-"
Amcam orada olduğumu yeni fark etmiş gibi bana baktı ve şaşkın bir ses çıkardı.