Yeni Gelin

550 39 18
                                    


"Karıcığım?"

Azer'in içeriden seslenmesiyle Karaca kafasını mutfaktan dışarı uzattı.

"Ne oldu Azer?"

Azer kapıda duran birileriyle konuşuyordu ama duruş açısından dolayı kapıda başka kimlerin olduğu görünmüyordu. Karaca tekrar ona seslendiğinde, Azer kapıyı iyice örtüp ona doğru döndü ve gülümsedi.

"Ben bu gülümsemeyi çok iyi biliyorum. Ben bir bok yedim gülümsemesi bu." Dedi Karaca gözlerini kısıp. Azer gülmeye başladığında haklı olduğunu anlamasıyla iç çekti Karaca.

"Kim var kapıda? Tek soru tek cevap istiyorum Azer."

Karaca mutfaktan çıkıp hole doğru ilerlemeye başladığında Azer gergince boğazını temizledi. Bir yandan hala kapıdakileri saklamaya çalışır gibiydi.

"Şimdi hayatım-"

"Tek soru, tek cevap diyorum be adam! Kapıda kim var?"

"Sen sinirlenince daha da bir güzel oluyorsun bu arada farkında mısın?"

Azer'in her zamanki gibi şebeklik yaparak sinirlerini yumuşatmaya çalışması Karaca'yı güldürürken istediğini başardığı için Azer de sırıtıyordu.

"Misafirimiz var. Ama çok tatlı insanlar, bir bilsen-"

Azer'in konuşmasını bitirmesine kalmadan kapıdan içeriye kocaman bir gelinlik giyen kız girdiğinde Karaca'nın gözleri açıldı.

"Oha!"

Karaca ve gelinlik giyen kız bakışırken kapıdan giren ikinci kişi konuşmaya başladı.

"Abi, Allah razı olsun aldınız bizi ama biz hemen yola çıksak daha iyi aslında."

Karaca bu sefer de içeri giren ve Azer'in çalışanlarından biri olduğuna emin olduğu çocuğa hayretle bakarken gelin boğazını temizledi.

"Biz gerçekten hemen gitsek daha iyi. Çünkü dayımlar tüfekleri almış geliyorlardır-"

"Pardon? Tüfek mi?"

Karaca'nın kendini tutamadan bağırmasıyla Azer elleriyle yüzünü ovuşturdu.

"Gülüm kurbanın olayım bir sakin ol. Ben açıklayacağım sana, bir oturabilirsek eğer inşallah!" Dedi ve kaşlarıyla gelinle oğlana koltukları işaret etti. Oğlan, gelinliği taşımasına yardım edip ikisi salona doğru ilerlerken Karaca hala fener görmüş tavşan gibi arkalarından bakıyordu.

"Ne oldu hayatım hiç mi gelinliğiyle kaçan kadın görmedin?" Dedi Azer yanına yürüyüp yanağından öperken. İma ettiği şey komik olsa bile Karaca gecenin bu saatinde böyle bir şey beklemediğinden ve ayrıca Azer'in rahatlığı onu iyice delirttiğinden sinirle ona döndü.

"Ya sen manyak mısın? Gittin gelin mi kaçırdın Azer?" Dedi öfkeyle fısıldayarak. Azer hızla ellerini havaya kaldırdı.

"Kızı ben kaçırmadım, bizim Mithat kaçırmış."

Karaca gözlerini kapatıp ellerini beline yerleştirdi ve seslice sabır dilendikten sonra tekrar konuştu.

"Mithat'ın gelininin bizim evde ne işi var peki canım kocacığım?"

"Hayatım çocuk benden yardım istemeye geldi. Aslında kaçacaklarmış zaten de ben müsaade etmedim."

Karaca ağzı hafif aralık bir şekilde hayretle ellerini beline koyduğunda, Azer iç çekip tekrar gülümsedi. 

"Sultanım, bir salona gidelim ben anlatacağım sana. Hadi gözünü seveyim, bir sakinleş de geçelim artık içeri."

Düğünden kaçmış gelin ve asıl sevdalısı yan yana kanepede, Azer ve Karaca da karşılarında otururken kimsenin konuşmamasından sıkılmış Azer boğazını temizledi.

AzKar HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin