Acı

1K 49 63
                                    

Bildiri:

Bu bölümün devamı olmayacak ve sonu kötü bitiyor. E o zaman neden yazdın diyenler olursa da, yazdım çünkü içim acıyor. İstemeyenler için, bir başka bölümde görüşmek üzere.

-Elif

Bölüm şarkısıyla okumanız tavsiye edilir. İyi akşamlar.

Şu dağlarda kar olsaydım olsaydım
Bir asi rüzgâr olsaydım olsaydım
Arar bulur muydun beni beni
Sahipsiz mezar olsaydım olsaydım
Arar bulur muydun beni beni


Şu yarada kan olsaydım olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım olsaydım


Barda oturup önce elimdeki büyük viski bardağını tutan parmaklarıma baktım, ardından kafamı sağa sola çevirmeden direk olarak gözlerimi yukarı kaldırdım. Azer'e ve yanında duran kıza ilişti gözüm. Barda çok az kişi kalmıştık. Mert gitmişti, evde beni bekleyeceğini söylemişti, bense onun uyumasını bekleyecektim. Onunla birlikte olmaktan mutlu değildim, ancak bu işe bir kere girmiştim ve şimdi çıkamıyordum. Yılmaz bardan kalkıp oturduğum locaya geldi.

''İnsanları izlemek ayıp Karaca.'' dedi yanağımdan makas alarak. Üzerimde kendime hiç yakıştırmadığım mini bir elbise ve topuklu ayakkabılar vardı. Yüzümde ağır bir makyaj, bir ağlamaya başlasam yüzümü kalbim kadar simsiyah yapacak rimelim ve kanayan yerlerim kadar kırmızı bir ruj. Yılmaz'a baktım. Viskinin, uykusuzluğumun ve acılarımın verdiği rutubet locayı sarmıştı, gözlerimin buğulu görünmesini sağlıyordu. Nefes alacak gücümün kalmadığını hissediyordum.

''Ben hiç iyi değilim Yılmaz.'' dedim yutkunmadan. Sarhoş değildim, çok az içmiştim, ancak kalbim o kadar acıyordu ki beni delirtiyordu zaten. Zihnimi bulandırıyordu.

''Ah be Karaca...'' diye iç çekti. Yanıma oturmak ve oturmamak arasındaydı.

''Gidecek huzurlu bir evin var diye ne kadar şanslısın biliyor musun?'' dedim histerik bir şekilde gülümseyerek.

"Karaca, yapma şunu Allah aşkına. Kendin istedin Mert'le olmayı. İstemesen kabul etmezdin-"

''Ne yapacaktım? Sinirlendirme beni. Başka şansım yoktu. Bana asla aşık olmayacak bir adama aşık oldum, onun ayaklarına mı kapanacaktım? Mert bana geldiğinde... Hem paraya hem de bir eve ihtiyacım vardı. Annem doğum günümde beni kapı dışarı attı Yılmaz. Nereye siktirip gitmem gerekiyordu? Azer'e mi gitseydim? Sen zaten evlisin. Azer'in yatağında her gün başka bir kız var. Kime gitseydim? O adam bana aşıktı ve bana hayatımı devam ettirmem için olanak sağladı.'' Boğazımdan küçük bir hıçkırık çıktı. Ama aldanmayıp devam ettim.

''Başka şansım yoktu. Şimdiyse... Sevmediğim bir adam evde beni bekliyor. Saçlarıma dokunduğu zaman bile içimi koskoca bir huzursuzluk bulutu kaplıyor Yılmaz. Ama şu lanet olası p*ç yanlışlıkla bana değdiği zaman bile ayaklarım yerden kesiliyor. Sen-'' dedim ve durdum. Tekrar hıçkırdım. Sarhoşluktan veya açlıktan değil, acıdan. Beni duyan sadece Yılmaz'dı, o yüzden etrafıma bakınmaya zahmet etmedim.

''Sen her gün aşık olduğun kişiyi bir başkasıyla görünce, onun gözlerinin içine bakarken onun sana gözünün ucuyla bakmaya zahmet etmesi ne biliyor musun? Ya sıçtığımın hayatına bak, dün Mert'le benden bahsetmişler. Beni nasıl bir kız olarak gördüğünü anlatmış. Ne demiş biliyor musun? Güçlü ve sert bir kız. İyi kızmışım, yarı yolda bırakmazmışım, bana iyi baksınmış. Oysa benim tek istediğim onun bana bakmasıydı. İyi ya da kötü. Ya nasıl zavallıca çıktığının farkındayım ama kalbimi alıp yerlere atsaydı da razıydım ben!'' diye bağırdım en sonunda ve ağlamaya başladım. Bardağı hala elimde tutuyordum. Yılmaz'ın bana nasıl baktığını görebiliyordum. Yanıma oturup kolunu omzuma attı.

AzKar HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin