Twitter'da bir gif gördüm ve bunun hikayesini yazacağımı söyledim. Sonunda yazabildim çok şükür. Yumoş yumoş, okurken içinizin gideceğini düşündüğüm bir bölümle geldim. İyi okumalar :)
Karaca oturduğu yerden yerde oynayan kızıyla küçük İdris'i izliyor. Saadet'in içeriden çayları getirmesini beklerken seslice ofluyor tekrar ve bakışlarını cama çeviriyor. Azer Kurtuluş birkaç gündür ortada yok ve adam eve gelirse dünyayı ona dar edecek. Gelirse tabii...
Adamın iyi olduğunu biliyor, çünkü kapıdaki adamlar da Yılmaz da oldukça sakin. Ama nerede olduğunu bir türlü söylemiyorlar, bu da Azer'in birileriyle uğraştığını anlamasına yetiyor Karaca'nın. Halbuki kaç defa demişti adama, 'artık bir adım geride dur' diye. Ama Azer Kurtuluş söz dinleyen bir adam değil. İşin kötüsü, her seferinde gönlünü almayı başarıyor kadının. Bu sefer Karaca kararlı ama, gelirse süründürmeden affetmeyecek onu.
Düşüncelerine boğulmuşken Saadet elinde çaylarla içeri geçip yanına oturuyor. Karaca'nın dalgınca dışarı baktığını görünce hafifçe gülümseyip önüne koyuyor bardağı.
"Kızım yapma şöyle, gelecek adam işte! Hem durumu iyiymiş, sabret sen de azıcık."
Karaca iç çekip çayından bir yudum alıyor. Koçovalı evindeki kadınlar da dahil bu adamların bütün eşleri çok sabırlı belli ki. Bir mafyayla evli olunca evde kalıp beklemek uyumak ve uyanmak kadar doğal. Ama herkesin görmezden geldiği bir nokta var. Herhangi bir kadın değil bu, Karaca Kurtuluş.
"Abla, bekle bekle nereye kadar? Telefon açmamak ne demek?" diyor konuşurken daha da öfkelenerek. Saadet onu yatıştırmak için konuşurken, yerde oynayan kızının kalkıp ona doğru yürümesiyle dikkati dağılıyor Karaca'nın.
"Anne?"
Eğilip oynarken dağılmış saçlarını düzeltiyor Gamze'nin. Kızlarının adı çok bariz bir şekilde Karaca'nın aşık olduğu gamzelerinden geliyor kocasının.
"Efendim güzelim?" diyor Karaca sevecen bir ifadeyle. Babası bütün sinirlerini zıplatmış olabilir ama kızına hiçbir şey yansıtmamakta kararlı Karaca.
"Babam nerde?"
Kızının yaklaşık üç gündür sürekli sorduğu soruyla iç çekmemek için dudaklarını kemiriyor Karaca.
"Gelecek kızım, dedim ya gelecek diye." diyor sakin kalmaya çalışarak. Öfkesi elbette kızına değil.
"Ama ne zaman?" diyor Gamze son heceyi uzatarak. Karaca hatırlıyor, babası en son kızına söz vermişti dondurma yemeye gitmek için. Gamze'nin heyecanını ve isteğini anlasa da elinden bir şey gelmemesi daha da sıkıyor Karaca'nın canını.
En sonunda asfalyaları atmış gibi ayağa fırlıyor ve Saadet'e dönüyor.
"Abla, sen çocuklara iki saniye bir bakarak olsana." diyor ve arkasından sorular soran Saadet'e aldırmadan dış kapıya yürüyor. Kapıda duran Mehmet'e yanaşıyor ve sertçe kapatıyor arkasından evin sokak kapısını.