Daha önce denemediğim bir şeyler denedim, yazarken de çok eğlendim. İkinci bölümde ne yazacağımı biliyorum ama tepkilerinizi görmeden yazmaya başlamak istemedim. Karakterleri şu oyuncuları hayal ederek yazdım:
Cenk
Yavuz
Bedo
Yorumlarda ne düşündüğünüzü belirtirseniz çok sevinirim. İyi okumalarrrrr ;)
"Ona asla söylemeyecek misin?"
Cenk'in yanımda bana bakmadan söylediği şeyle kaşlarımı çattım. Barda sipariş ettiğimiz biraların verilmesini beklerken kollarını göğsünde kavuşturup başıyla arka tarafta outran arkadaşlarımızı işaret ettiğinde hafifçe güldüm.
"Bedo'nun kötü bir dövüşçü olduğunu mu, hayır." Dediğimde Cenk kısık sesle güldü. Bu akşam, Bedirhan'ın dövüşünü izlemek için buluşmuştuk ve dövüşü kaybetmiş olsa da ardından birlikte bira içmeye gelmiştik. Beni onaylamazmış gibi bir tavırla başını iki yana salladı.
"Yıllardır arkadaşız ve hepimizin arasındaki en zeki olan sensin. Yine de, bu konuda, çok aptalca davranıyorsun hayatım."
Cenk, Bedirhan, Yavuz, Azer ve ben kendimizi bildiğimizden beri arkadaştık. Aynı mahallede, aynı okulda büyümüştük ve ailelerimiz birbirlerini akrabaymış gibi severdi. Küçükken asla ayrılmayacağımıza dair yemin etmiştik, uzun süre de sözümüzü tutmuştuk. Ta ki dördü de askerliği seçene kadar. Seçtikleri yaşam tarzı onlar kadar beni de gururlandırsa da, birbirimizi çok daha az görmeye alışmıştık. Ancak her altı ayda bir buluşabiliyorduk ve bu benim için yeterliydi, en azından kendime bunu söylüyordum.