7 Büyük Günah

1K 61 48
                                    

Dikkat! +18 bir bölümdür!



İncil'de yazılana göre, 7 büyük günah vardır. Bunlar kibir, açgözlülük, şehvet, öfke, kıskançlık, tembellik ve oburluktur.


Eğer elinde olsaydı, Karaca Azer'in tenine dokunmayı bırakırdı.

Ama böyle bir şey ne yazık ki mümkün değildi.

Saatten tam olarak emin olduğu söylenemezdi, ama kendi acıyan dudaklarından uzunca bir süredir birlikte olduklarını az çok anlamıştı. Kesinlikle doymuş olması lazımdı, yorulmuş olması da gerekiyordu ama kendi bedeninin üzerinde Azer'i hissetmek için hala delirir durumdaydı. 

"Azer..." dedi fısıldayarak. Karaca'nın komutuyla kafasını kadının boynundan kaldırıp ona baktı Azer. Oda nispeten karanlıktı, ama koridordan gelen ışıkla loş da olsa Azer'in kızarmış dudaklarını ve zevkten kısılmış gözlerini gördü. Karaca'nın bir şey söylemesini bekledi, ama aslında diyecek bir şeyi yoktu. Sadece adamın adını söylemek zevk veriyordu Karaca'ya. Tenini teninde hissetmek gibi...

Karaca yanıt vermek yerine sağ elini kaldırıp Azer'in dirseğinden omzuna kadar yavaşça okşayıp kafasını kaldırdı hafifçe. Dudakları Azer'inkilere sürtünce, Azer derin bir nefes verdi ve saatlerdir bunu yapmıyorlarmış gibi bir açlıkla öptü Karaca'yı. Karaca'nın vücudu istemsizce kalkarken adamı daha da kendine çekti. Azer tek bacağını büyük eliyle kavrayıp kendi beline dolarken, kafasını yastığa geri yaslayıp üzerinde bütün görkemiyle duran adama baktı ve sırıttı hafifçe.

"Seni yoruyor muyum?" dedi zar zor duyulan bir sesle. Bunun üzerine Azer yanıt vermek yerine bedenlerini tekrar birleştirip kulağına doğru eğildi.

"Bir kadının doyumsuzluğuna aşık olacağımı düşünemezdim."

Kadının daha fazla bir şey demesine izin vermeden kendini ona bastırmasıyla Karaca kesik bir şekilde inledi.

İlk sevişmelerinin ardından çok değil yirmi dakika sonra yanında gözleri kapalı yatan adama dokunmak için inanılmaz bir istek duymuştu Karaca. Azer de bu isteği memnuniyetle karşılamış, Karaca'nın zaten onu arayan kolları arasına girmişti tekrar. Ama bu da yetmemişti. Karaca kendisine sırtı dönük yatan sevgilisinin sırtını dudaklarıyla dolaşıp Azer'i uyandırmıştı yeniden. Adam da bundan pek şikayetçi sayılmazdı gerçi. Ama hala inanamıyordu. Karaca'yı elde etmek ve ikna etmek için az çabalamamıştı Azer Kurtuluş. Kadın 'canım' demeye bile çekinirken, aylar sonra Karaca'yı kendi yatağında görmek bambaşka bir şeydi. Kadının ona dokunmadan duramıyor oluşunu anlatmak için ise kelimeler kifayetsiz kalırdı.

Azer hareketlerini hızlandırırken, Karaca adamın omzundan başlayarak çenesine doğru öpmeye başlamıştı ki Azer'in ürperdiğini hissedince adamın tenine değerek gülümsedi.

"Seni seviyorum." dedi Karaca aşağıdan Azer'in gözlerine bakarak. Azer kollarını altındaki küçük bedene daha da sıkı sarıp hareketlerini daha da şiddetlendirince bu Karaca'ya bir yanıt olmuş olacak gibi dudağını ısırıp ona bakmaya devam etti. Azer gözlerini ondan çekmeye çalışıyordu ama büyük gözleri ve şişmiş dudaklarıyla, alev almış teni kendininkine değerken yapamadı Azer.

"Şöyle bakmayı bırak." dedi sevgilisinin dudaklarına doğru.

"Nasıl bakıyorum sana?"

Karaca'nın hepsini bilerek yaptığının farkında olduğundan kafasını iki yana salladı Azer. Aniden hareketlerini durdurunca Karaca kaşlarını çattı, ama yine de kımıldamadı.

AzKar HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin