HELLOOOO!!!
Nedense yüksek bir giriş yapasım geldi :) Yeni bir seriyle karşınızdayım. Tahmini bir 5-6 bölüm sürer diye düşünüyorum. Hikayede birçok farklılık var göreceğiniz gibi, ama en önemli farklılık olayların Akdeniz'de değil, Karadeniz'de geçiyor olması :))))))
Umarım beğenirsiniz, bol bol yorum yaparsanız sevinirim. Yeni bölümler stok olduğu için bekletmeyeceğim sizi. Öpüldünüz :) (3000 kelime yazmışım aboo)
-Elif
''Serhat abi hayırdır, ne olmuş tekneye?''
''Ya bir yeri bozulmuştu, parça almak lazımdı. Buldum şimdi birinden. Gidip onu halletmem gerekiyor Karaca'cım.''
''Abi, ben de geleyim mi? Mehmet dayı da belki oradadır, ona da bir uğrarım. Özledim gemiyi.'' dedim gülümseyip.
''Gel tabii, haydi kalkalım o zaman.''
Arabaya binmeden anahtarları bana attı.
''Hayde.'' dedi göz kırpıp ve yan koltuğa geçti.
Serhat abi gülümseyip bana baktı. Tam bir şey söyleyecektim ki önümüze başka bir arazi aracı kırdı ve son anda frene basıp arabayı durdurdum. Önümüzdeki arabanın sürücü koltuğundan ve yan koltuğundan biri inince, ben de hışımla indim.
''Ya sen napıyorsun, bakmıyor musun etrafına sürerken?'' dedi sürücü koltuğundan inen adam. Ancak benim yerimde başka birini görmeyi bekliyor olmalıydı ki, bana bakınca bakışları değişti.
''Bacım kusura bakma, abi gel işte sen de bir şey olmadı zaten.'' dedi yanında duran adam.
''Bir dakika bir dakika. Kadınım diye konuyu kapatıyorsanız ona hiç gerek yok, tartışmaya devam edebilirsiniz çünkü zaten ben haklı çıkacağım. İnsan çıktığı yola kontrol etmeden son gazla girer mi?'' dedim kollarımı bağlayıp.
''Uğur, Azer, nasılsınız çocuklar?'' diyerek arabadan indi Serhat abi.
''Abi, iyiyiz iyiyiz.'' dedi benimle tartışan adam ona dönüp.
''E haydi, büyütecek bir şey yoksa binelim geri.'' dedi Serhat abi koluma dokunup.
''Tabii binelim. Beyefendi de bir dahaki sefere yola çıkarken sağına soluna bir bakar herhalde.'' dedim sakince.
''Pardon?'' dedi sürücü kaşlarını kaldırıp bana dönüp.
''Neye pardon? Duymadın mı?'' dedim sinirlenip ona doğru dönerek.
''Karaca, Azer! Tamam ula, ne oldu yani kimseye zarar da gelmedi. Haydi bakalım.'' dedi Serhat abi tekrar beni çekip.
''Karaca? Ehsan Teyze'nin torunu Karaca?'' dedi adının Uğur olduğunu anladığım çocuk gülümseyerek.
''Evet.'' dedim kaşlarımı çatıp.
''Biz seninle tanışıyoruz. Hatırlamaman normal. Seninle Mehmet Dayı'nın gemisinde oyun oynarken yakalamışlardı bizi de gemide saklanıp beklemiştik dövmesinler diye.'' dedi gülerek.
Gülmeye başlayıp ona döndüm.
''Ben hiç hatırlamıyorum böyle bir olayı. Dayak yedik mi peki?''
''Yok, yakalandık ama sen topukladın. Dayağı ben yedim.''
Kahkaha atıp kafamı iki yana salladım.
''O zaman geç kalmış bir kusura bakma diyeyim.''
''Ben seni hiç görmedim ama.'' dedi Azer kaşlarını çatıp.