Huysuz ve Hasta Azer-2

654 64 65
                                    


Akşam yemeğinden sonra Yılmaz, Kadir, Fadik ve Karaca salonda oturmuş televizyon seyrediyorlardı ki merdivenden gelen seslerle hepsi aynı anda o tarafa döndüler.

"Abi, sen neden ayaklandın?"

Yılmaz ayağa kalkıp abisine doğru yürüyordu ki Azer elini kaldırıp onu durdurdu. Sabahki halinin aksine çok daha iyi göründüğü barizdi. Fadik'in dışarıdan getirdiği ilaç işe yaramış olmalıydı.

"Oğlum toparlansaydın biraz." dedi Fadik de oturduğu yerden gülümseyerek.

"Toparlandım ana. Gayet iyiyim ben."

Azer'in gözleri annesinden sonra kardeşlerine, en son da Karaca'ya yönelse de kız çoktan televizyondaki diziyi izlemeye başlamıştı. Ya da başlamış gibi yapıyordu.

Azer annesinin yanındaki tekli koltuğa oturduğunda herkes kendi haline dönmüştü çoktan. Birkaç dakika sonra sağ tarafındaki üçlü koltukta yan yana oturan Kadir ve Karaca'nın konuşmaya başladığını fark edip onlara döndü.

"Kesin bu yaptı!" dedi Kadir ısrar ederek. Karaca'ysa kendinden çok emin bir şekilde başını iki yana sallıyordu.

"Hayır Kadir. Adam cinayet zamanında evindeydi, hatırlamıyor musun?" dediğinde Kadir daha da hararetle karşı çıktı kıza. İkisi kendi aralarında şiddetli bir tartışmaya girdiklerinde, Azer birisinin onu izlediği hissine kapılıp yana dönünce, Yılmaz'ın onu izlediğini gördü.

Bakışlarıyla ona sorarken Yılmaz bıyıkaltı gülüp tekrar televizyona dönmüştü.

"Kim katilmiş?"

Aniden sorduğu soruyla herkes ona döndü merakla. Bu biraz enteresandı çünkü Azer akşamları salona asla inmezdi, çalışıyor olurdu. Hele de diziyle ilgili bir soru sorması çok garipti.

"Daha belli değil abim." dedi Kadir heyecanla. Karaca gözlerini devirirken boğazını temizledi.

"Merak ettiysen diziyi anlatabilirim abi?" 

Yılmaz'ın sorusuyla ona döndü Azer.

"Yok, anlarım ben şimdi." dedi istifini bozmadan. Sessizlikle geçen birkaç dakikada gözleri televizyon ve yanındaki koltuk arasında gidip geliyor, Kadir ve Karaca'nın hala fısıldayarak bir şeyler tartışması sinirini bozuyordu.

"Abi?"

Kendisine yüksek sesle bağırınca kafasını çevirip Yılmaz'ı gördüğünde kardeşini gülmemeye çalışırken buldu.

"Ne var?" dedi ters bir sesle.

"Çay diyorum, içer misin?"

Zaten gerilmiş sinirleriyle kalkıp Yılmaz'a bir tane patlatmak istese de hala tam olarak iyileşememişti. 

"Beş kere sordu, duymadın." dedi bu sefer Karaca nazikçe gülümseyerek. Kızın kibar tavrının aksine kaşlarını kaldırdı Azer.

"Hayırdır, sen ne ara duydun? Fısır fısır konuşuyordunuz ya, ondan soruyorum?"

Karaca gözlerini art arda kırpıştırıp şaşkınlıkla Azer'e bakarken ikisi arasındaki gerginliği çözmek için Yılmaz ayağa kalktı.

"Abi, bir sigara içelim. Hem sana anlatmam gereken işler var önemli."

Azer bakışlarını Karaca'dan çekip ayağa kalktı ve önden ilerlemeye başladı. Arkasından gelen Yılmaz kapıyı kapattığında ön bahçeye doğru yürümeye başladı.

"Hep arka bahçede içerdik?" diye soran kardeşini görmezden geldi ve en uygun bulduğu yerde durdu.

Yılmaz arkasından gelip karşısından yerini aldı ve cebinden çıkarttığı sigarasını çıkarttı. Abisinin sigarasını yakarken küçük bir sesle konuştu.

AzKar HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin