Kader

5.2K 434 94
                                    

"Hepiniz çok iyi yarıştınız ve bu yarıştan ölü kimse çıkmadığı için hepinizi tebrik ederiz!" diyen Tuğalp Bey'in gözü bana kaydı.

"Tabii neredeyse ölecekler oldu."

Bu laf banaydı.

Midem bulanmaya başlarken kendimi tuttum.

Hayır, hayır, hayır.

Element, vücudumu kabul etmiyordu.

Kendimi sıkarken Sevilay Hanım, "Yarın yazılı sınavınız var. Alacağınız notlara göre okullara yerleşeceksiniz." dedi.

Mirsad Bey, "Umarım herkes ait olduğu elementi bulmuştur." derken kendimi tutamadım ve koşarak en yakındaki çöp kutusuna gittim.

Çöp kutusunun içine kusarken herkesin gözünün bende olduğunu hissediyordum.

İçimdekileri boşalttığımda dizlerimin üzerine düştüm.

Gözüm dolmuştu. Başımı öne eğdim. Birisini görmek istemiyordum.

"Galiba herkes doğru elementi bulamamış." diyen Mirsad Bey ile gözümden bir yaş aktı.

Oflaz önüme oturduğunda "Hava elementi sahibi olabilirim sanmıştım." diye fısıldadım.

Oflaz bana sarılırken gözyaşlarım arttı.

"Şışş, sakin."

"Herkes bana bakıyor değil mi?" diye sorduğumda Oflaz, "Öyle." dedi.

"Annem ve babam?"

"Şu an önemli olan sensin. Ayağa kalkabilecek misin?" diye sorunca "Galiba." dedim.

Oflaz'ın yardımıyla ayağa kalktığımda kafam hala öne eğikti.

Sevilay Hanım, kürsüden inerken gerilmiştim. Kadının ne kadar hayranı olsam da ondan korkuyordum.

"Hangi elementi seçtin?"

"Hava."

Sevilay Hanım, topluluğa döndü ve "Element sahibi olamayıp hava elementine ait kimler var? El kaldırdılar!" diye bağırdı.

Birçok el kalkarken gözüme çarpan kişi Meva'ydı.

Bana bakarken benim için üzüldüğünü fark etmiştim.

"Karar senin, birine elementi devret." dedi Sevilay Hanım.

Bunu istemiyordum. Belki vücudum elemente alışırdı.

Sevilay Hanım, "Hızlı da ol." dedikten sonra geri kürsüye dönerken bana hevesle bakan insanları düzdüm.

"Meva elementi sana devredeceğim."

Meva şaşırırken "Emin misin? Pek iyi bir sonuç çıkaramadım." dedi.

"Eminim." dedim.

Diğerleri kendileri seçilmedi diye üzülürken Meva yanıma geldi.

Hava elementinin taşını Meva'nın avucuna koyarken "Ben Alçin. Hava elementi taşımı, Meva'ya devrediyorum ve onun bu taşa sahip çıkacağına yemin ediyorum." dedim.

Sesim kelimeleri söylerken titremişti.

Neden ben?

"Ben Meva. Alçin'den devraldığım hava elementi taşına saygı duyacağıma ve en iyi şekilde temsil edeceğime yemin ederim."

Taşın gücü Meva'ya geçerken gözümden akan yaş tüm yanağımı yakmıştı.

Meva, gücü hissettiğinde heyecanla bana baktı.

Sıkıca bana sarıldıktan sonra "Teşekkür ederim, Alçin." dedi.

"Rica ederim. Yanlış elementi seçmem hatamdı, senin işine yaradığı için mutluyum." dedim.

Meva benden iki adım uzaklaştı ve "Hayatın için en iyi yolu çizersin umarım. Sakın bu olay seni üzmesin." dedi.

"Kader öyleymiş." dedim.

"Kader diye bir şey yoktur. Sadece yaptığımız seçimlerin sonuçları vardır. Sihirli ormanda doğru bir seçim yapmamış olabilirsin ama hayatının geri kalanında doğru seçimler vereceğine eminim."

Meva'ya tebessüm ettim.

"Sağ ol."

"Rica ederim ve şey müsaadenle gitsem iyi olacak." dedi.

"Tabii. Görüşürüz." dedim.

"Görüşürüz!"

Meva kalabalığa karışırken Oflaz, "Belki de senin için hayırlısı budur." dedi.

"Eve gideceğim." dedim.

"Kal burada, konuşma bittikten sonra bir şeyler yaparız." diyen Oflaz'a "Görüşürüz." dedim ve arkamı döndüm.

Annem ve babam bana üzüntüyle bakarken onların yanına gitmeden eve doğru yürümeye başladım.

Hayatımın en önemli seçiminde hata yapmıştım.

Artık yapabileceğim tek şey kendim için en iyi mesleği seçmek ve yarınki sınavda mesleğe yönelik puan almaktı.

Gözyaşlarımı sildim ve hızımı arttırdım. Hızlıca eve gidip yatmak istiyordum.

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin