Biz kapıya vardığımızda Dilay koşarak yanımıza döndü. Merakla ona baktım.
"Kıza ne yaptın?"
"Tenha bir yere götürüp boynunu kırdım. Birazdan nöbetçiler döner, içeri girelim."
Meva korkuyla Dilay'a baktı. "Boynunu mu kırdın?"
"Bunlar Sevilay Hanım'ın pis işlerini yapan askerler. Üzülmene gerek yok."
Oflaz, Meva ve Efkan'a döndü ve konuşmaya başladı.
"Meva ve Efkan siz burada kalın ve gelen nöbetçiye, "Kadın nöbetçi bir başka kadın ile işten erken ayrıldı. Size haber vermemi rica etti." deyin. Sonrasında ise ilk başta gözlem yaptığımız yere gidip nöbet tutun. Eğer bir hareketlilik olursa aramızdan birine mesaj yazın."
Efkan, "Tamamdır." deyince Oflaz kapıya döndü ve Gökbay'ın çaldığı kart ile kapıyı açtı.
Derin bir nefes verdikten sonra içeri girdik. Kapı kendiliğinden otomatik olarak kapandı.
"İkiye ayrılıp Yalçın'ı arayalım. Binanın içi çok karışık." dedi Gökbay.
"Kim kim ayrılıyoruz?" diye sordu Oflaz.
Dilay, "Oflaz sen Gökbay ile doğu tarafına git. Biz Alçin ile batı tarafına gideriz." dedi.
Oflaz ve Gökbay, Dilay'ı onaylayıp doğuya gidince biz de batıya doğru yürümeye başladık.
Dilay çevreyi dikkatlice incelerken yalnız kaldığımız için Gökbay konusunu konuşmak istiyordum.
Tereddüt ederken Dilay'a bakmaya başladım. Bu konuyu açmam onu sinirlendirir miydi?
"De ne diyeceksen Alçin. Bana bakıp durman gönlünün Yalçın'da değil de bende olduğunu düşünmeme sebep oluyor."
"Yalçın mı? Gönlüm mü onda? Sadece hoşlanıyorum. Bu gönlümün onda olması mı demek? Sanmıyorum. Öyle mi?"
Dilay, "Sadece bir şaka yaptım." dediğinde "Ha, tamam." dedim.
"Ee ne diyecektin bana."
"Gökbay'a bugün fazla ağır konuştuğunu düşünüyorum." dedim.
"Sadece biraz çıkıştım."
"Benim hatam. Ben senin herkese sert, bugün Gökbay'a çok sert davrandığını düşünüyorum."
Dilay bana kaşlarını çatarak baktı.
"Yalan mı konuştum? Hayır, öyleyse sertlik sorun değil."
"Biz insanların bazı duyguları vardır Dilay. Sen bugün Gökbay'ın duygularını kırdın." dedim.
Dilay, "Her kıza olduğu gibi bana da yavşamaya çalıştı. Geri tepti. Buna üzülüp kırılacaksa benim yapabileceğim bir şey yok." derken dikkatimi çeken bir husus olmuştu.
"Her kıza olduğu gibi..."
"Gökbay'ı hem sana bakarken hem de başka kızlara bakarken gördüm. Arada fark var."
Dilay önüne dönerken "Çöpçatanlık yaptığının farkında mısın? Yoksa bunu yapmanı Gökbay mı istedi?" diye sordu.
"Tabii ki hayır. Sırf sen bugün istedin diye sana saygı duyup geride durmaya karar verdi. Ben ise bunlar içime sinmiyor diye araya girdim."
"Öyle olsun. Onunla arayı düzeltmek için sohbet etmeye çalışacağım." deyince "Yetmez." dedim.
"Daha ne istiyorsun? Onunla sohbet etmeye çalışacağım."
İsteğimden emin olarak "Ondan özür dileyeceksin. Bugün kalbi kırılmasına rağmen Yalçın için çok tehlikeli işler yaptı." dedim.
"Tamam sadece çalışmam, sohbet ederim."
"Dilay!"
"Tamam be. Hatalı olduğumu söyleyip af dilerim. Yeterli mi?"
Sırıttım.
"İçten olacaksan olur."
"Tamam, içten olacağım."
Dilay konuşacakken duyduğumuz konuşma sesleri ile duraksadık.
Dilay kolumdan tutup beni duvara doğru çekerken sırtını duvara verdi.
Yavaşça duvarın köşesine yürürken Dilay, konuşmaları dinlemeye koyuldu.
İki asker sohbet ediyor olmalıydı.
"Birini öldüreceğim. Sen diğerini benim için birkaç saniyeliğine tutabilir misin?"
"Denerim tabii." diye fısıldadım.
"Deneme yap."
Onu kafamla onayladım.
Sohbet eden iki erkek askerin sesi git gide yaklaşırken nefesimi tuttum.
Dilay, ellerini kütlettikten sonra magmadan* bir halat oluşturdu.
Bu beni korkuturken Dilay halatın iki ucunu sıkıca tuttu.
Ne yapacağını anladığımda korkusuzluğu beni etkilemişti.
*Magma, yeraltında bulunan, ergimiş haldeki kayaçlardır.
Kayaçların basınç düşmesi, sıcaklık yükselmesi, H₂O ilavesi gibi etkenler altında ergimesi sonucu oluşan silikat hamuru durumundaki eriyiklerdir. Yeryüzüne ulaşarak yanardağlardan püsküren magmaya lav denir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Parlarken
FantasyHer sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. Sınırlı sayıda ormanın ürettiği elementleri bitmeden bulanlar güçlerini öğrenmek için ülkenin en büy...