Hoşlantı

1.7K 184 62
                                    

Yorgunlukla çardağa oturduğumda kafamı Yalçın'ın omzuna koydum. Uzun zamandır bu kadar tempolu bir günüm olmamıştı.

Sabah Yalçın ile saatlerce spor yaptıktan sonra odama çıkıp hazırlanmış ve dersime gitmiştim.

Derslerim yenice biterken gün içerisinde Oflazlar ile görüşememiştim. Sadece Dilay ile öğle aramda kantinde birkaç dakika ayaküstü konuşabilmiştim.

"Selam!" diye sevecen bir ses tonunda gelen Meva'ya ve yanındaki Efkan'a baktım.

"Selam."

Onlar yanımıza oturduğu sıra Gökbay'a söylenen Dilay ve Dilay'ı sinir etmenin verdiği hazla sırıtan Gökbay da yanımıza geldi.

Gökbay yayılarak çardağa otururken Dilay hafiften tebessüm etti. Onun bu halini görmek gülümsetmişti.

Merakla "Oflaz nerede?" diye sordum.

"En son ortak dersimiz varken gördüm Oflaz'ı. Yoğun olduğunu söylemişti." diyen Gökbay ile dudak büzdüm.

Oflaz'ı özlemiştim.

"Biraz Oflaz'ı bekleyelim. Gelmezse ona haberi sonra veririm." dediğimde Efkan, "Ne haberi?" diye sordu.

"Biraz bekle, söyleyeceğim." dedim.

Oflaz'ı beklerken uzun zamandır kafama takılan bir konuyu açtım.

"Meva, Efkan. Siz niye sürekli birbirinize arkadaş olduğunuzu hatırlatacak şeyler söylüyorsunuz?"

Meva ve Efkan kızarırken birbirlerine baktılar. Bu halleri daha da merak duymama neden olmuştu.

"Şeyden." diyen Meva, Efkan'a döndü.

"Ben utandım, sen anlatsana."

"Ben de utandım ama."

"Ama soruyorlar."

İkisi kendi arasında fısıldarken bu hallerine güldüm.

Dilay, "Söylesenize artık." dedi.

"Biz uzun senelerdir arkadaşız ve iki sene önce birbirimizden hoşlandık." diyen Meva ile şaşkınlıktan kaşlarım yukarı kalktı.

Efkan, "Ama çevremizde ne kadar çok arkadaşken sevgili olan insan varsa işin sonunda araları bozuldu." dedi.

"Ben Efkan ile aram bozulsun istemiyorum. Hem her arkadaşlık arasında böyle hoşlantı gibi bir duygu beslenip sonra son bulmamış mıdır?"

"Yalan yok, ben de eskiden Oflaz'dan hoşlanmıştım. Sonrasında bunun çok yakın arkadaş olduğumuzdan dolayı sadece geçici bir hoşlantı olduğunun farkına varmıştım." dedim.

Yalçın'ın kaşları çatılırken kıskançlığı hoşuma gitmişti. Laf etmedim.

"İşte bu yüzden sürekli birbirimize arkadaş olduğumuzu hatırlatıp yanlış bir seçim yapmayı engelliyoruz." diyen Efkan ile Gökbay, "Peki bunu yapınca birbirinize karşı olan hoşlantınız geçti mi?" diye sordu.

İkisi de susunca "Ee bu hoşlantı değil ki. İki senedir birbirinize karşı his beslemişsiniz!" dedim.

İkisi de şaşkınlıkla "Değil mi?" diye sorunca Yalçın, "Değil." dedi.

Dilay, "Kesinlikle arkadaşlığı bir kenara bırakmanız lazım." dedi.

Efkan ve Meva birbirlerine döndüklerinde Efkan utanarak "Öyleyse bu hareketli günler bitince birlikte arkadaşlık dışı takılalım mı?" diye sordu.

"Olabilir."

"Söz mü?"

"Söz."

Bu halleri içimi yumuş yumuş ederken çardağa Oflaz girdi.

"Oflaz!"

Oflaz neşeyle ismini söylediğim için gülerek bana döndü ve "Efendim güzelim." dedi.

"Bir zamanlar benden hoşlandın mı?"

Bu sorum ile Oflaz şok içerisinde donup kalınca birden bire sormanın doğru karar olmadığını anladım.

"Meva ve Efkan birbirlerinden hoşlanıyorlarmış. Oradan konu açıldı. Ben de çok yakın arkadaş olduğumuz için senden bir ara hoşlandığımı, sonra bunun geçici olduğunu fark ettiğimi itiraf ettim. Acaba sen de hoşlanmış mıydın diye merak ettim."

Oflaz, "Hayır." deyip bir yere otururken atmosfer tuhaflaşmıştı.

Gökbay, "Alçin bir şey diyecektin." dediğinde heyecanla doğruldum.

"Element temsilcisi olduğum kesinleşti!"

Hepsi şaşkınlıkla bana dönerken Meva, "Ay çok havalı." dedi.

Gökbay, "Nasıl anlaşıldı? Her şeyi anlat." dediğinde sadece rüyamda gördüğümü söylemekle yetindim.

Tsunami gücünün ve ana element temsilcisinin doğacağını söylemek ve bazı sevdiğim insanların ölümlerini göreceğimi eklemek istemedim.

Çünkü konuyu anlatacakken aralarından bazılarını kaybedebilecek olma gerçeği canımı yakıyordu.

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin