İlgi

1.7K 189 48
                                    

Yalçın'ın evine geldiğimizde utanarak içeri geçtim. Yalçın da kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde derin bir nefes aldım.

"Sen istediğin gibi takıl. Şu üzerimi değiştirip geliyorum." dediğinde "Ben de Sevilay Hanım'a bu gece gelmeyeceğimi bildireceğim zaten." dedim.

"Tamamdır."

Yalçın odasına gittiğinde telefonumu çıkarıp Sevilay Hanım'a "İyi akşamlar Sevilay Hanım. Bugün beni kötü amellerine alet etmek isteyen o terörist idam edilemeden kaçtığı için ailem epey endişelendi. Bu yüzden sadece bu gece onların yanında kalıp gönülleri rahatlatmak istiyorum. Bilgilerinize. Güneş gücüne sahip Alçin." yazdım.

Mesajım kısa bir süre sonra görülünce yalan söylemenin verdiği adrenalini hissettim.

"Sabah dersine geç kalmadığın sürece sorun yok Alçincim. Güvenlik için evinize asker göndermemi ister misin? İçiniz rahat eder."

"Teşekkürler ederim Sevilay Hanım, gerek yok."

"Sen bilirsin. İyi akşamlar."

"İyi akşamlar."

Telefonumu kapattığım sıra Yalçın yanıma geldi ve "Sevilay Hanım'a yazdın mı?" diye sordu.

"Yazdım yazdım. Anlayışla karşıladı. Tabii bir an eve güvenlik için asker göndermek istedi ama hallettim."

Yalçın, "İyi bari." dedikten sonra evde bir sessizlik oldu.

"Aç mısın? Bu akşam bir şey yememiş olmalısın." dedi.

"Aslında direkt yatıp dinlenmek istiyorum. Bugün çok yorucuydu. Hem yarın erken dersim var. Dersime yetişmek için erkenden yola çıkmalıyız. Bir de dersten önce antreman yapacağız." dedim.

"O zaman Dilay'ın dolabından sana giyecek bir şeyler vereyim." dediğinde onu onayladım ve onunla birlikte Dilay'ın odasına girdim.

Yalçın, Dilay'ın dolabından siyah bir eşofman ve tişört çıkarıp bana uzattı.

"Dilay kıyafetleri konusunda hassastır. Başkasının kullanmasına izin vermez. Aslında bu tüm eşyaları için geçerli de neyse. Müsamaha* gösterebileceği bunları buldum ama rahat edemezsen başka bir şeyler buluruz." dedi.

"Gerek yok, bunlar olur." dedim.

"Gitmeden yatağı toparlayayım." diyerek yatağın örtüsünü açan Yalçın, yastığın altından Dilay'ın söylediği silahları çıkardı.

Yatağın kenarlarını kontrol ederken de bir çakı bulunca "İstersen sen benim odamda kal, ben oturma odasında kalayım. Dilay'ın odası gözüme hiç güvenli gelmiyor." dedi.

"Ben de oturma odasında kalabilirim."

"Misafirsin sen. Benim odamı al. Rahat edemeyeceksen dolabımda temiz çarşaf ve örtü var."

"Teşekkürler." diyerek gülümsediğimde Yalçın da tebessüm etti.

"Öyleyse ben kaçıyorum." diyerek odadan çıkacağımda Yalçın kolumdan tuttu ve "Alçin." dedi.

Ona döndüm.

"Efendim."

"En son birbirimize ne hissettiğimizi söylemiştik." diyen Yalçın utanmama sebebiyet vermişti.

"Hatırlıyorum." diye mırıldandım.

"Sana açtığım duygularım idam edileceğimden dolayı gelişen ve sırf rahatlamak için söylediğim bir şeyler değildi. Sana feci anlamda ilgi duyuyorum."

Bu dediği beni utandırırken "Benim dediklerim de idam edilecek bir adamı mutlu etmek için değildi. Seni uzun zamandır tanımıyorum ve bu hissettiklerim aşk mı bilmiyorum ama sana karşı bir şeyler hissettiğimi ve bu duyguların beni mutlu ettiğini biliyorum." dedim.

Yalçın gülümserken "Bu aksiyon bittiğinde benimle bir randevuya çıkmayı düşünür müsün?" diye sorduğunda güldüm.

"Düşünmem gerek."

"Demek düşünmen gerek." diyen Yalçın'a "Biraz nazlanmam gerekiyor." dedim.

"İstediğin kadar nazlanabilirsin."

"Ne kadar nazlanacağımı sana mı soracaktım." dediğimde Yalçın güldü.

Onun gülüşü beni de güldürürken "İyi geceler Yalçın." dedim.

"İyi geceler Alçin."

Dilay'ın odasından çıkıp Yalçın'ın odasına geldiğimde kapıyı örttüm ve sırtımı kapıya verdim.

Kalp atışlarım canımı acıtacak kadar hızlı atarken elimi göğsüme koydum ve gözlerimi kapattım.

Yine kalbimde başlayan o ateşin tüm vücuduma yayıldığını hissediyordum.

Kendime gelmek için yaklaşık bir dakika daha kapıya yaslanarak durduktan sonra derin bir nefes alıp verdim.

*Hoşgörü.

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin