Birlikte yemekhaneye geldiğimizde Gökbay, Meva ve Efkan ile bir masaya oturmuştuk.
Meva, "Olanları Gökbay anlattı. İyi misin?" diye sorduğunda onaylamayarak Gökbay'a baktım.
"Çeneni kapalı tutamıyorsun, değil mi?" diye sordum.
"Tutamıyorum."
Mevalara döndüm.
"İyiyim, merak etmeyin."
Gökbay, "Bugün ayrı güzelsin, iyi olduğun belli." dediğinde "Teşekkürler." dedim.
"Acaba niye öyle?" diye mırıldanan Oflaz ile Efkan, "Niye?" diye sordu.
"Gece Yalçın ile öpüşmüşler. Ondan beri kendine ayrı bir özeniyor."
"Ne?"
Arkamdan gelen Dilay'ın sesiyle ona döndüm.
Şaşkınlıkla, "Senin burada ne işin var?" diye sordum.
Üzerindeki personel gömleğini gösterdi ve "Yalçın destek olarak yurtlara sızmamı istedi. Ben de yemekhanede işe başladım. Ne varsa buradaki çalışanlarda var. Öyle bir dedikodu dönüyor ki." dedi.
Dilay yanımıza oturduğunda Gökbay, "Kıyafet yakışmış." dedi.
"İltifatlarını başkalarına sakla Gökbay."
Gökbay, "İltifatlarımı sen hak ediyorsun." dediğinde Dilay yüzünü buruşturdu.
"Hayatımda ilk kez biri beni bu kadar küçümsüyor."
Gökbay ne diyeceğini bilemezken Dilay bana döndü.
"Nasıl öpüştünüz? Yalçın mı adım attı?"
Yine utandığımı hissederken tüm olanları baştan aşağı Dilay'a ve diğerlerine anlattım.
"Ay ben sizi çok yakıştırıyorum zaten. Şimdi sevgili oldunuz mu?" diye sordu Meva.
"Tabii ki hayır!"
Sesim tahminimden daha yüksek çıktığında yemekhanede birçok kişi bize bakmıştı.
Ses düzeyimi ayarladıktan sonra "O an yakalanmamak için bunları yaptık. Aramızda bir şey yok." dedim.
Gökbay, "Bunu duyduğum en son kız benimle tekrardan randevuya çıkmak için günlerce peşimden ayrılmamıştı." dediğinde hepimiz ona onaylamayarak baktık.
Efkan, "Biz sizin isimlerinizi de yakıştırıyoruz." dediğinde kaşlarımı çatıp isimlerimizi düşündüm.
Yalçın ve Alçin.
Heyecanla, "Senin isminin başına bir y, i harfinin de noktasını sil Yalçın'ın ismi oluyor. Sanki aileleriniz sizi birbiriniz için doğurdu." dedi Meva.
"Uçma Meva." dedim.
"Öyle ama." dediğinde ona cevap vermemeyi tercih ettim.
Oflaz, "Sizin dedikodu işi ne alemde?" diye sordu.
"Süper gidiyor." diye yanıt verdi Meva.
Merakla, "Şu zamana kadar neler söylediniz?" diye sordum.
"Arkadaşımın amcası gizli müfettiş, bizim buralara gelmiş."
"Güneş gücünden dolayı gizli müfettiş vakit kaybetmeden akademimizi ziyaret edecekmiş."
"Gizli müfettiş personel olarak akademiye girmiş."
"Geçenlerde gizli müfettişi okulda gördüm."
"Gizli müfettiş telefonda konuşurken yakaladım. Bu sene daha detaylı araştırma olacakmış."
"Bu ildeki diğer akademileri gizli müfettiş ziyaret emtiş diyorlar."
Meva ve Efkan'ın dedikleri ile güldüm.
"Ağzınıza sağlık. Bu dedikodular her türlü Sevilay Hanım'ın kulağına gider." dedim.
"Çoktan duyulmaya başladı zaten. Aşçılar, gizli müfettiş yemeklerini tadar diye çeşitli yemekler yapmaya başladılar." dedi Dilay.
"Mükemmel." dedi Gökbay.
Aldığım yemekleri yemeye başlarken saatin kaç olduğuna baktım. Biri yirmi yedi geçiyordu.
"Üçte Yalçın ile buluşacağım. İki buçukta yola koyulsam yetişir miyim?" diye sordum.
"Nerede buluşacaksınız?" diye sordu Meva.
"Şehrin biraz dışında." dedikten sonra Dilay'a döndüm.
"Yalçın ile ilk buluştuğumuz yeri bilirsin. Üçte oraya yetişmek için saat kaçta orada olmalıyın?"
"İkiyi yirmi geçe çıksan yetişirsin."
"Tamam, teşekkürler."
"Lafı olmaz. Ben de geri işime döneyim. Ayaklık ettiğim görülürse maaşımdan kesilir." diyerek ayağa kalkan Dilay ile Gökbay da vakit kaybetmeden ayağa kalktı.
"Ben de yiyecek bir şeyler alacaktım. Seninle geleyim."
Dilay, Gökbay'ı baştan aşağı süzdü
"Bensiz bir iş yapamıyor musun sen?" diye sordu.
"Yapamıyorum. Rahatsız mı oldun?"
"Evet, oldun. Benden uzakta hallet işlerini."
Dilay, Gökbay'ın konuşmasına müsaade etmeden giderken Gökbay peşine takıldı.
Onların bu hali beni gülümsememe sebep olmuştu. Dilay, küçük çocuk gibi davranan Gökbay ile daha çok uğraşacak gibi görünüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Parlarken
FantasíaHer sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. Sınırlı sayıda ormanın ürettiği elementleri bitmeden bulanlar güçlerini öğrenmek için ülkenin en büy...