Kazanırım

2.8K 246 93
                                    

"Nasıl işimize yarayacak ki?" diye sordum.

"Benim seni korumak için mücadele edeceğimi her türlü tahmin ediyordur. Tabii bunun için odana dahi girmeyi göze alacağımı da düşünürler. Eğer Oflaz böyle bir istekte bulunursa seni korumak için taşınacağını anlar. Oflaz yokken korunaksız kaldığını düşünerek saldırılar için planları detaylı yapmaz. Böylece gelen suikastçileri durdurmam kolaylaşır."

"Kendisinin yurdunda güvenli olmayacağımı düşünmemizi bilmesi her şeyi öğrendiğimizi ortaya çıkarır." dedim.

Yalçın, "Bırakalım, bilsin, bu bilgiyle bir adım önde olduğunu sansın. İşimize yarar." dedi.

"Yani o önde olduğunu sanarken asıl önde olan biz olacağız." dedim.

"Aynen öyle." diyen Yalçın ile Oflaz'a bakarak onu inceledim. Bu fikir ona da mantıklı gelmişti.

"Öyleyse ben gidip Sevilay Hanım'a senin yanına taşınmak istediğimi söyleyeyim." diyen Oflaz'a "Konuştuktan sonra hemen mesaj yaz, merak ediyorum." dedim.

"Tamamdır."

Oflaz kapıya doğru giderken durdu ve "Bu arada yarın saat sonra aşağıda öğrenciler toplanacakmış. Hoş geldiniz falan deyip konuşma yapılacaklar." dedi.

Oflaz'ın dediğini başımla onayladım.

Oflaz bize son bir bakış daha attı ve odadan çıktı. Onun arkasından kapıyı kilitledim. Sürpriz bir misafirin Yalçın'ı görmesini istemezdik.

"Anlayışla karşıladı. Şaşırdığımı söylemem lazım." dedim.

"O da senin için doğru olanın bu olduğunu anladı. Bu yüzden anlayışla karşıladı." dedi.

"Yine de güvenimizi kazanman lazım." dedim.

"Kazanırım."

"Göreceğiz."

Yalçın, "Hamağımı odana kuruyorum. Girişe kurmak tehlikeli olur." dediğinde odama baktım.

"Nereye kurabilirsin ki?"

"Yatağının üstündeki saati çivilemişler. Orası ile karşısındaki duvar arasında kuracağım."

"Kolay gelsin." dedim ve yatağıma oturdum.

"Yardım etmek istersen yatağının üzerindeki saati çıkarmak ile işe başlayabilirsin." dediğinde dudak kıvırdım.

"Bence ayak altında dolaşmamam daha doğru."

"Ona üşeniyorum demiyorsun da..." diyerek yatağımın üzerindeki saati çıkarınca sırıttım.

"Beni tanıyorsun."

"Bir yıl öyle oturmadım."

Yatağımın karşısındaki duvara buzdan, kancaya benzer bir çıkıntı oluşturduğunda "Mükemmel oldu." diye mırıldandı.

Yatağımın yanına koyduğu, daha önce fark etmediğim çantasından hamak çıkarıp iki duvar arasına asınca yukarıda kaldığını fark ettim.

"Oraya nasıl çıkacaksın? Çok yüksekte oldu." dedim.

"İzle ve gör."

Parmakları adeta dans ederken hamağa doğru buzdan bir merdiven yaptı.

"Buz gücüne özenmeye başladım!" dedim ve heyecanla merdivenlerden çıkıp hamağa yattım.

"Orası benim yerimdi." diye mırıldandı.

"Kullanmayanın malını yerler. Hem hamakta yatmak hep eğlencelidir." dedim.

Hevesle, "O zaman yatakta ben mi yatıyorum?" diye sordu.

Hamakta doğrulup ona baktım.

"Tabii ki hayır."

Suratını astığında bu haline güldüm.

"Biri odama girdiğinde buzla duvara asılmış bu hamak ne diye sormayacak mı? Tehlikeli sularda yüzüyorsun." dedim.

"Sabah uyandığımda hamağımı toplarım. Sorun olmaz."

"Sana güveniyorum."

"Sen bana laf edeceğine şu üstünü başını düzelt. Birazdan aşağıya ineceksin." dedi.

"Dağınık mı ki?" diye sordum.

"Çok dağınık."

"Aşağı inip düzelteyim." dediğimde Yalçın sırıtarak oluşturduğu buzu buharlaştırarak yok etti.

Dehşetle Yalçın'a baktım.

"Ne yapıyorsun?"

"Acıktım. Yemek yiyeceğim. Bu arada odandaki mini buzdolabının yarısını doldurdum. Sen de istediğini yiyebilirsin."

"Aşağı inebilirsem yerim."

Yalçın beni takmayarak mini buzdolabından elma aldı.

"İster misin?"

"Sadece aşağı inmek istiyorum."

"O biraz zor." diyerek elmasını yediğinde gözlerimi kısarak ona baktım.

Bana arkasını döndüğü sıra sırıtarak "Yehu!" diye bağırdım ve sırtına atladım.

"Lan manyak mısın?"

"He manyağım, manyak. Bir yıl boyunca beni iyi tanıyamadın mı?" diye sordum.

Bacaklarımı beline iyicene kenetlediğimde boynuna sardığım kollarımı hafif gevşettim.

"Ben seni yere atmadan sen in."

"Kolaysa indir."

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin