Güneş Parlarken

Etkilendin

Sabah uyandığımda yatakta tektim. Gece olanları Oflaz'a detaylıca anlattıktan sonra onla aynı yatakta yatıp uyumuştuk.

"Oflaz?" diye seslendim.

"Tuvalette." diye cevap veren oda arkadaşına baktım.

"Teşekkürler."

"Rica ederim."

Yataktan kalktığımda oda arkadaşına, "Ben Alçin." dedim.

"Seni tanımayan mı var? Ben de Ogeday." dedi.

"Tanıştığıma memnun oldum."

"Ben de memnun oldum. Benim işim var, sonra görüşürüz." dedi.

"Görüşürüz."

Ogeday odadan çıkarken Oflaz banyodan çıkıp yanıma gelmişti.

"Günaydın uykucu." diyen Oflaz ile "Sana da günaydın." dedim.

"Saat on ikiyi geçiyor. Öğle yemeğine yetişelim en azından." dediğinde şaşkınlıkla "O kadar saat uyumuş muyum?" diye sordum.

"Güzelim yıllardır hep bu kadar saat uyuyorsun. Artık şaşırmayı bir kenara mı bıraksan?" diye sordu.

Omuz silkerek "Olmaz." dedim.

"Niye olmazmış?"

"Zevkler ve renkler tartışılmaz." dedim gülerek.

Oflaz bu dediğime gülerken "Benim tüm kıyafetlerim odamda kaldı." dedim.

"Sıkıntı yok, sabah giyersin diye bir çift kıyafet alıp geldim. Senin kapıyı da onarmışlar."

Aklıma gelen ayrıntı ile endişeyle "Yalçın'ın kıyafetleri de dolapta mıydı? Sevilay Hanımlar fark etmiş midir?" diye sordum.

"Yoktu. Yalçın tedbir amaçlı eşyalarını da toparlamış olmalı. Korkma." dediğinde derin bir nefes aldım.

Dün gece olanlar gözlerimin önüne geldiğinde yutkundum. Yalçın'ın bana yaklaşması, öpmesi, sarılmamız...

Yine göğsümden vücuduma doğru bir sıcaklık yayılırken Oflaz, "Alçin!" dedi.

"Efendim."

"Dalıp gittin."

"Pardon." dedim.

"Hadi sen hazırlan, ben yatağı toplayayım." dediğinde bana iş yaptırmadı diye sırıttım.

"Kıyafetlerim nerede?"

"Girişte çantanın yanında bir poşette. Odana gitmişken çantanı da aldım."

"Harikasın." diyerek girişteki eşyalarımı aldım.

Banyoya girdiğimde soğuk suyla yüzümü iyice yıkadım.

Poşetin içindeki kıyafetlerime baktım.

Gri pantolonum ile siyah tişörtüm vardı. Hızlıca üstümü değiştirdim.

Banyo aynasında kendime baktım. Uykusuzluktan gözaltlarım morarmıştı.

Hızlıca çantamı kurcalamaya başladım. İçinde makyaj malzemeleri vardı.

Gözaltlarımdaki morlukları kapattıktan sonra Oflaz'a seslendim.

Banyoya girdiğinde "Saçlarımı örer misin?" diye sordum.

"Saçını örülü pek sevmezsin, emin misin?" diye sorduğunda "Bana yakıştığını söylemiştin. Bugün değişiklik olsun istedim." dedim.

Oflaz şaşırsa da isteğimi kabul etti.

"Nasıl örmemi istersin?"

"Bilmiyorum ki, bana hangi model yakışır?" diye sordum.

"Tamam ben hallediyorum."

Oflaz saçıma yoğunlaşırken "Sence makyaja ihtiyacım var mı?" diye sordum.

"Bunlar da nereden çıkıyor Alçin? Normalde saçını bir kalem ile tutturup evden çıkarsın."

"Bilmem, içimden süslenmek geldi."

Oflaz tek kaşını kaldırıp banyo aynasından yüzüme baktı.

"Bunlar Yalçın için mi?"

"Ne alakası var Yalçın? Sen de abart istersen."

Oflaz, "Bana az önce Yalçın dedin." diyerek derin bir nefes aldığında "Dil sürçmesi oldu." dedim.

"Gece olanlardan dolayı Yalçın'dan etkilendin mi?"

Oflaz'ın saçımı örmesini umursamadan ona döndüm.

"O anı düşünmek tekrardan kızarmama neden oluyor. İçim bir tuhaf oluyor. Galiba etkilendim."

"Biri ile ilk kez bu kadar yakınlaştın. Bu kişi de sana gayet iyi davranıyor. Etkilenmen normal ama az sakin mi olsan?" diye sordu.

"Doğru söylüyorsun." diye mırıldandım.

Oflaz şimdiye kadar ördüğü yerleri eliyle çözdü ve "Makyaja gerek yok, her zaman olduğu kafana bir kalem sıkıştır. Yeterli." dedi.

"Öyle mi diyorsun?"

"Öyle diyorum."

"Tamam, sağ ol."

Aynaya döndüm ve saçlarımı rastgele topladım.

"Eğer etkilenmenin uzun vadeli olduğunun farkına varırsan bana söyle. Senin yanında olmak isterim."

Oflaz'ı kafamla onayladım.

"Söylerim. Sen zaten benden de önce fark edersin." dedim.

"Fark ettim bile." diye mırıldandığında kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Hep benimle kal olur mu?"

"Kalırım, söz."

"Hadi öğle arasına yetişelim."

Oflaz banyodan çıktığında eşyalarımı toparlayıp ona yetiştim.