Akşam yemeği için masaya oturduğumuzda babam yine konuşmasıyla şaşırtmamıştı.
"Oflaz çok iyi bir çocuk, değil mi?"
Tabii ki de annem ona eşlik etmişti.
"Çok efendi çocuk."
Annem ve babam, Oflaz'ı övmeye devam edecekti, biliyorum.
"Oflaz'ı ben de tanıyorum. Hani çocukluktan beri arkadaşım. Onu övmek yerine beni dinleseniz daha iyi olabilir."
Annem, "Doğru. Harika olaylar oldu, demiştin. Anlat bakalım." dedi.
"Kraliyet Element Akademisine gideceğim."
İkisi de şaşkınlıkla bana döndüler.
Babam, "Alçin bu imkansız. Elemente sahip olman lazım. Yoksa birisinin daha elementi vücuduna uyum sağlamadı da sana mı devretti?" diye sordu.
"Aslında hayır. Her şey dün gece gerçekleşti." dedim.
"Niye bundan bizim yeni haberimiz oluyor?" diye soran anneme "Sevilay Hanım kimseye söyleme, dedi. O yüzden." diye cevap verdim.
İkisi de farklı bir olay yaşadığımın farkına varmıştı.
Babam merakla, "Ne oldu, anlat." dedi.
"Dün yürüyüşe çıktığımda şehirden biraz uzaklaşmıştım. Tanımadığım bir kadın bana zorla bir güç verdi."
Annem telaşla "Bir şeyin yok, değil mi?" diye sordu.
"Yok ama bir sorun var. Daha önce hiç böyle bir güç duymamıştım."
"Ne gücüymüş bu?" diye sordu babam.
"Güneş."
İkisi de şaşırmıştı.
Annem, "Sonra ne oldu?" diye sordu.
"Hemen kutlamanın olduğu yere gittim ve Sevilay Hanım'a her şeyi anlattım. O da bana bu gücü zorla veren kişiyi bulmak için askerlere görev verdi."
"Peki bu güç neyin nesiymiş?" diye sordu babam.
"Ben de bilmiyorum. Sınavdan 9,87 aldım diye Sevilay Hanım kendi akademisinde beni eğitmeyi teklif etti. Her ihtimale karşı da akademinin yurdunda, gözünün önünde olmamı istiyor." dedim.
"Ne diyeceğimi bilmiyorum. Böyle bir şey nasıl olabilir?" diye kendi kendine konuşan babamın üzerine annem, "Ben de şok içindeyim Cevdet. Kızımızın başına neler gelmiş." dedi.
"Peki bu gücün sana bir zararı var mı?" diye sordu babam.
"Yok. Sadece daha önce bu gücü bilmedikleri için öğretmenlerin beni eğitmesi zor olabilir."
Annem, "Sevilay Hanım da ne iyi kalpli biri. Seninle ilgilenecek." derken içimden "Tabii öyle, hatta beni öldürmeye çalışacak." diye geçirdim.
"Bazı zorluklar ile karşılaşacaksın ama buna sevinmelisin. Çok özel bir güce sahip olmuşsun." diyen babama "Sadece biraz korkuyorum." dedim.
Ölüme gidiyordum ve ailem bunu bilmiyordu. Onları ölüm haberim ile üzmek istemiyordum.
"Kıyamam ben güzel kızıma." diyen babam ile tebessüm ettim.
"Hayatta karşımıza bir çok zorluk çıkar. Bizim tek yapmamız gereken her ne olursa olsun çalışmaya devam etmek. Sende de o çalışma azmi var. Düşsen bile kalkıp yoluna devam edebilirsin."
Annemin destek amaçlı söyledikleri kendime güvenmemi sağlarken babam, "Unutma ki biz bu yolda senin hep arkandayız. Düşersen biz de yardım ederiz." dedi.
"Sizi seviyorum." dedim gülümseyerek.
Babam, "Biz de seni seviyoruz." dedi.
Annem, "Ay benden mutlusu bulunmaz artık. Kızım Kraliyet Element Akademisine girdi. Hayırlı bir eş ve torunum oldu mu tamam." deyince onu onaylamaz biçimde başımı salladım.
"Anne o kadar da değil."
"Aslında yapman gerekenler basit. Damat için..."
Annemin sözünü kestim. Çünkü bu sohbetin yine Oflaz'a çıkacağını biliyordum.
"İlk olarak ben evliliği geri planda tutmak istiyorum. Kraliyet Element Akademisinden mezun olduktan sonra askeriye okuluna gideceğim. Ondan sonra uygun biri olursa evlenirim. İkinci olarak Oflaz benim sadece arkadaşım."
"Baban da benim arkadaşım."
Anneme söz geçiremeyeceğimi fark ettiğimde "Savaşmayacağım. İstediğini söyle." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Parlarken
FantasyHer sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. Sınırlı sayıda ormanın ürettiği elementleri bitmeden bulanlar güçlerini öğrenmek için ülkenin en büy...