Ne olduğunu anlayamazken Yalçın elini yukarıya doğru kaldırdı.
Kafama düşmek üzere olan valize baktım.
Havada donuk halde duran valize baktım. Galiba valizi koymayı becerememiştim.
Yalçın bana doğru yürüdükten sonra tam önümde durdu.
Havada duran valizi tuttuğunda tüm buzlar eridi. Buz eridiği için akan sular üzerime damlarken Yalçın bana doğru bir adım daha attı.
Fazla yakın durduğumuz için geriye doğru bir adım attım.
Sırtım dolaba çarptığında Yalçın'a baktım.
Valizi dolabın üzerine koyduktan sonra bana baktı. Gözlerimi ondan kaçırdım.
Güldüğünü hissediyordum.
"Utandın mı?"
"Ne alakası var?"
Yanından geçip gidecekken elini dolaba yasladı.
Elinden aşağısı ince bir buz tabakası ile kapanınca "Ne yapıyorsun?" diye sordum.
"Utanıp kaçmaya çalışman hoşuma gitti. Seni biraz sıkıştırmak istedim. Maksat işin zorlaşsın."
Yüzüne baktım.
"Utanmıyorum. Sadece tanımadığım bir adam ile bu kadar yakın durmanın bir anlamı yok. O yüzden çekilmek istedim."
"Seni bir senedir tanıdığımın farkındasındır umarım." dediğinde "Ama ben seni tanımıyorum." dedim.
"Tanırsın."
"Tanıdığımda iyi biri olduğuna karar verirsem yaklaşırsın."
Tek kaşını kaldırarak "İyi olan herkesin sana yaklaşmasına izin mi veriyorsun?" diye sordu.
Sanki yer varmış gibi ona yaklaştım ve "Beni bir yıldır tanıdığını söyleyip duruyorsun. Bunu da sen cevapla." dedim.
"Cevabımı aldım." dediğinde dudağı yukarı doğru kıvrıldı.
Konuşmaya devam edecekken kapım tıktıklandı.
"Bence o buzları eritip götünü saklayacak bir yer bulmalısın. Yoksa oda arkadaşlığımız burada son bulabilir."
"Güzel öneri." diyerek dolabın arkasına saklanan Yalçın'ın görünmediğine emin olduktan sonra kapıya gittim.
Kapıyı açtığımda gelen Oflaz'a baktım.
"Beni mi özledin?"
"Seni kontrol etmek istedim. Belki başına bir iş gelmiştir." dediğinde "Telefonda bir şey olmadığını söylemiştim." dedim.
"Belki o sırada katil seni tehdit ediyordu. Sen de o yüzden öyle söyledin. Gizli bir kod bulmalıyız." diyerek içeri geçen Oflaz'a "Katil yok ama başka biri var." dedim.
Oflaz, "Kim?" diye sorarken odamdan Yalçın çıktı.
"Selam."
Oflaz cevap vermeden bana döndü ve "Ne yapıyor burada?" diye sordu.
"Alçin'i koruyorum."
"Odasında mı?"
"Az önce odasında bir katil girip onu öldürmeye çalışmış olabilir diye düşünerek odasına geldin. Bence bu konuda tartışmayalım."
"Ben geldiğine göre sen gidebilirsin." diyen Oflaz ile Yalçın bana baktı.
"Bence ona söylemelisin." diyen Yalçın ile Oflaz anlamayarak bana baktı.
"Ne söyleyeceksin Alçin?'
"Yalçın benimle kalacak." dedim çekinerek.
Oflaz şaşkınlıkla "Ne?" diye bağırdı.
"Beni korumak için burada kalacak. Ben uyurken beni öldürmek için birilerinin gelmek isteyeceğini düşünüyor."
"Peki... Anlıyorum... Mantıklı..."
"Aynı zamanda bana gücümü kullanmayı öğretecek."
Bilerek yaptığım anlaşmanın detaylarına gitmemiştim. Söyleseydin Sevilay Hanım'ın eşyalarını karıştırmak gibi tehlikeli bir işe karışmama izin vermezdi.
"Buna ihtiyacın olduğunu ben de düşünüyordum." diyen Oflaz bir yandan düşünüyordu.
Kısa bir süre sonra "Ben de seninle kalacağım. Yalçın'a senin hayatını emanet edecek kadar güvenemem." dedi.
"Her gece odalarda sayım yapılacağını biliyorsun. Seni odanda bulamazlarsa sıkıntı çıkar." dedim.
Hevesle, "Sevilay Hanım'a senin odana taşınmak istediğimi söylerim. Odana taşınınca hem benim içim rahatlar hem de seni koruyan iki kişi olur." dedi.
"Kesinlikle kabul etmeyecek. Benimle kalman onların işine gelmez." dedim.
Yalçın, "Aslında Oflaz'ın bunu söylemesi bizim işimize yarayabilir." dediğinde ona döndük.
"Nasıl işimize yarayacak ki?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Parlarken
FantasyHer sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. Sınırlı sayıda ormanın ürettiği elementleri bitmeden bulanlar güçlerini öğrenmek için ülkenin en büy...