Aşağı indiğimde beni bekleyen Oflaz'a baktım. Bizim bloğun duvarına yaslanmış, çevreyi izliyordu.
O bakışları tanıyorum. Çevrede tehlike oluşturabilecek biri var mı diye bakıyordu.
"Selam!"
"Selam." diyen Oflaz duvara yaslanmayı kesti ve üzerini düzeltti.
"Sitenin giriş kapısında toplanıyorlar, gidelim mi?" diye sordu.
"Gidelim."
Birlikte sitenin kapısına doğru yürürken "Yalçın iyi birine benziyor." dedim.
"Yine de ona tamamen güvenemeyiz."
"Bence bu kadar tedbire de gerek yok. Biraz vakit geçirmeme rağmen onu sevdim. İyi biri." dedim.
"Ne kadar vakit geçirmiş olabilirsin ki? Tedbir iyidir."
"Peki." diye mırıldandım.
Sadece sohbet son bulsun diye ona katılmıştım.
Oflaz durunca ona baktım. Ellerini, kollarımı kavrayacak şekilde sıkmadan tuttu ve "Güzelim senin için endişelendiğimi biliyorsun, değil mi?" diye sordu.
"Biliyorum ama bu olaylar beni çok stres altına sokuyor. Yalçın'ın beni koruyacağına inanmak istiyorum. Böylece az da olsa rahatlayacağım."
Oflaz da ne yapacağını şaşırmıştı. Yumuşak bir ses tonunda "Seni anlıyorum. Korkuyorsun ama sen de beni anla. Sana bir şey olacak diye çok korkuyorum. Sensiz ne yaparım?" dedi.
Zoraki bir tebessümü yüzüme yerleştirdim.
"Biliyorum. Hep beni düşündüğün için bunları yapıyorsun."
Oflaz, "Öyleyse ortada buluşalım mı?" diye sordu.
Merakla, "O nasıl olacak?" diye sordum.
"Sen istediğin gibi eğlenip rahatlayacaksın. Koruma işini bana ve Yalçın'a bırakacaksın ama tedbiri elden bırakmayacaksın. Ben de Yalçın'ın iyi özelliklerini görmeye çalışacağım. Gerçekten iyi biriyse zaten onun severim."
Gülümseyerek "Anlaştık." dedim.
"Anlaştık." dedikten sonra yanağımdan öpen Oflaz, gülümsememe sebep oldu.
"Hadi konuşma şimdi başlayacak, gidelim." diyen Oflaz, yürümeye başladı.
Onun arkadaşlığına sahip olduğum için çok şanslıydım. Bunu düşünmek bile içimi ısıtmıştı.
Kalabalığa karıştığımızda konuşma yapmak için hazırlanan Sevilay Hanım'ın biz gelince tüm dikkatini bize verdiğini fark ettim.
Bizi izleyen tek o değildi. Nerede olduğunu bilmiyordum ama Yalçın'ın bizi izlediğine eminim.
Sevilay Hanım gelen öğrencilere göz attıktan sonra "Gördüğüm kadarıyla çoğu öğrencimiz geldi. Eğer gelmeyen varsa sonradan bize dahil olurlar." dedi.
"Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Bu yıl da geçen sene okulumuza kayıt olan ve üst sınıfların öğrencileri onlara verdiğimiz imkanlardan yararlanıp okulumuzu ülkenin en iyi okulu ünvanını korudular. Aynı performansı sizlerden de bekliyorum. Zaten bu okula girmek için aldığınız notlar ile de kendinizi kanıtlamış kadar oldunuz."
Eskiden bu kadının bu konuşmasını canlı dinlemek için can atardım. Şu an ise onunla gizli bir savaş içerisindeyim. Kırk sene düşünsem aklıma gelmeyecek olayın tam ortasındaydım.
"Derslerimiz haftanın ilk günüyle başlayacak. Ders programını telefonlarınıza göndereceğiz. Herhangi bir sorunu olan bana ya da diğer idarecilere ulaşabilir. Sorusu olan var mı?" diye soran Sevilay Hanım ile ön taraflardaki bir kız elini kaldırdı.
"Sevilay Hanım!"
Sevilay Hanım, kendisine seslenen kıza baktı ve "Buyur canım." dedi.
"Sınıflar nasıl oluşturulacak? Karma olacak mı?" diye sordu.
"Sınıflar sınavda aldığınız puanlara göre oluşturulacak. Element dersleri hariç diğer tüm dersleriniz ise karma sistem ile oluşturulmuş sınıflarda olacak. Size detaylı bilgi ders programınız ile birlikte gelir."
Kız teşekkür edince Sevilay Hanım, "Başka sorusu olan var mı?" diye sordu.
"Sevilay Hanım! Sosyal medyada yeni bir güce sahip kızın bu okulda okuyacağı söyleniyor. Doğru mu?" diye soru gelmesini beklemiyordum.
Önce soruyu soran erkeğe sonra Sevilay Hanım'a baktım. Sevilay Hanım da bana bakıyordu.
"Bu o kız değil mi?" diyerek beni gösteren başka bir öğrenci ile herkesin bakışları beni bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Parlarken
FantasyHer sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. Sınırlı sayıda ormanın ürettiği elementleri bitmeden bulanlar güçlerini öğrenmek için ülkenin en büy...