Kumar

4.1K 341 102
                                    

"Beni bir kenara bırakıp seni konuşalım."

"Lütfen konuşalım." dedim.

"Saklı Akademinin yerini öğrenmeleri an meselesi. Bizi bulduklarında da yapacakları belli, bizi öldürmeye çalışacaklar. Eğer benimle Saklı Akademiye gelirsen daha gücünü nasıl kullanacağını bilmediğin için öldürülürsün. Buna göz yumamam."

"O zaman ne yapacağız?" diye sordum.

Korkmaya başlamıştım.

"Kumar oynayacağız."

"Ne kumarı?" diye sordum.

"Sevilay Hanım'ın yönettiği akademide okuyacaksın, değil mi?" diye sordu.

"Öyle ama istemiyorum. Tutuklamasından korkuyordum ama artık öldürme ihtimalinin de olduğunu öğrendim. Hayatta gitmem."

Yalçın, "Gideceksin." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Beni katillerin yanına mı yollayacaksın?"

"Orada güvende olabilirsin."

Oflaz, "Olabilir mi? Kesin olmazsan Alçin'i oraya göndermem." dedi. Tavrı kesindi.

"Açık olacağım. Alçin'i öldürmek için uğraşacaklar. Ona bilerek işe yaramayan bilgiler öğretecekler. Çünkü gücüne hükmetmeyi öğrenirse tüm yalanları ortaya çıkabilir."

"Beni öldürmeye çalışacaklar ve benden şu anda daha güçlüler. Güvende olmam." dedim.

"Seni açık açık öldürmeye çalışamazlar. Yalnız kaldığında, kaza süsü verebilecekleri yerlerde seni öldürmeye çalışacaklardır. Seni beni görmesen bile ben deni izleyeceğim ve öldürmek isterlerse müdahale edeceğim." diyen Yalçın güvenilir gelmeye başlamıştı.

"Peki daha sonra Saklı Akademiye gelebilecek miyim?" diye sordum.

"Tabii ki. Güvenliği sağladığımızda akademiyi geleceksin. Seni en iyi şekilde eğiteceğim."

Şaşırdım.

"Beni sen mi eğiteceksin? Gözlemcisin sanıyordum."

"Gözlemlediğimiz öğrencilerden birinin ara elementi varsa onun eğitimi ile gözlemci ilgilenir. Ben de Saklı Akademiye geldiğinde senin eğitiminde bana emanet olacak."

Oflaz, "Alçin, Saklı Akademide yatılı kalır diye tahmin ediyorum." dediğinde Yalçın onu onayladı.

"Peki ara elemente sahip olmayan biri gelip onu ziyaret edebilir mi?" diye soran Oflaz ile yüzüm yumuşadı.

"Dışarıdan pek ziyaretçi almıyoruz ama mümkün olduğu her fırsatta dışarıda bulabilirsiniz. Ayrıca yerimiz belli olmasın diye okulda teknolojik eşyalar kullanmıyoruz. Mektuplaşabilirsiniz."

"Anlıyorum." diye mırıldandı Oflaz.

"Peki Saklı Akademinin güvenliği ne zaman sağlanır?" diye sordum.

"Üç vakit içerisinde." diyerek ortamı yumuşatmaya çalışan Yalçın'a onaylamayarak baktım.

"Sadece biraz moralleri yükseltmek için şansımı denemiştim."

"Deneme bence." dedim.

"Bence de." diye bana hak veren Oflaz ile Yalçın, "Size yaranılmıyor." dedi.

Kısa bir süre düşündüm. Düşündükçe stres oluyordum. Ölebilirdim!

"Başka bu sene element bulan var mı? Varsa onlar ne yapacak? Benim gibi başka biri ara element gücünü halk arasında kullanan yok ki. Onların kendilerini belli etmesi sıkıntılı. Öte yandan devlet zaten kim olduklarını biliyordur. Onlar Saklı Akademide mi duracaklar? Yoksa durmayacaklar mı? İkisi de dert."

"Alçin!"

Beni durduran Yalçın'a baktım.

"Efendim."

"Sakin ol. Yine tedirginlikten çenen düştü." diyen Yalçın ile "Hafızamı kaybetmiş gibi hissediyorum." dedim.

"Niye?"

"Hakkımda onca şey biliyorsun ki sanki yıllardır tanışıyoruz. Bense senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum." dedim.

Yalçın, "Böyle düşününce dediğin çok mantıklı." dedi.

"Biliyorum ve sorularımın cevaplarını bekliyorum."

"Bu sene bu ülkeden yeni ara element bulan maalesef yok. Orman, koruyucuların soyu tükenmek üzere diye zaten çok az ara element üretiyor. Bilinmediği için de seçilme ihtimali az."

Oflaz, "Başka ülkelerden çıkmış olabilir mi?" diye sordu.

"Olabilir. Diğer dört ülke ile biz ilgilenmiyoruz."

"İlgilenen var mı?" diye sordum.

"Var. Savaştan kurtulan ara element sahipleri her ülkeye bir tane akademi inşa etmiş."

"İyiymiş." diye mırıldandım.

"Şimdi gelelim annen ve babana. Olanları annen ve babana anlatamazsın. Bu onların hayatını tehlikeye atar."

"Ne yapacağım öyleyse?" diye sordum.

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin