Sınav

4.4K 377 62
                                    

Kahvaltımız bittiğinde sınav için sınavın olacağı binaya doğru yürümeye başladık.

"Yalçın'ı düşünmeden edemiyorum." dedim.

Oflaz, "Düşünmekte haklısın. Sonuçta yaşadıkların kolay şeyler değil." dediğinde durup ona döndüm.

"Sence doğru olanı mı yaptım?" diye sordum.

"Derken?"

"Belki de Yalçın haklıydı. O gücü kazanmasının sebebi mantıklıydı. Onu şikayet ederek hata yapmışımdır." dedim.

"Şimdi mantıklı düşünmeni istiyorum. Yalçın kim?"

"Yeni tanıştığım bir adam." dedim.

Oflaz, "Biz buz gücüne dair bir şey daha önce duymuş muyduk?" diye sorunca "Duymadık." dedim.

"Peki sana o gücü nasıl verdi?"

"Zorla."

Oflaz tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Sana yaptıklarının hepsi yasa dışıydı. Onun dediklerini yaparsan olumsuz neler olabilirdi?"

"Benden faydalanabilirdi, bana devrettiği güç zararlı olabilir, kötü işleri için beni kullanabilirdi, beni kaçırıp fidye isteyebilirdi..."

Oflaz beni durdurdu.

"Tanımadığın bir adam sana zorla daha önce duymadığımız bir güç aktardıktan sonra yalnız başına buluşmak istediğinde tabii ki yetkililere olanları anlatacaktın. Sonuçta bu gezegende bazı yasalar var."

Haklıydı.

"En iyisini yaptın, Alçin. Ne olacağını bilemezdin. Yetkiliye söylemekten başka çaren yoktu."

"Yanımda olduğun için sağ ol." dedikten sonra hızlıca Oflaz'a sarıldım.

Kollarını bana doladığında "Tabii ki senin yanında olacağım. Şimdi canını sıkma. Yoksa sınavın kötü geçer." dedi.

Ondan ayrıldım.

"Hadi sınava gidelim ve sen Kraliyet Element Akademisini kazan." dedim.

"Acaba seni hangi okula alacaklar? Element akademilerine mi yoksa normal okula mı?" diye sordu.

"Önce gücün bende kalacağına emin olalım." dedim.

Belki gücün benden alınması gerekirdi.

"Sonuçta daha önce hiç duymadığım bir olaydı. Yetkililerin ne karar vereceğini kestirmek zor." diye ekledim.

"Doğru diyorsun." dedi Oflaz.

"Hadi gidelim." dedim ve yürümeye devam ettim.

Benimle birlikte yürümeyi sürdüren Oflaz, "Benim sınava gireceğim okul için buradan sola dönmeliyim." dedi.

"Sınav sonrası yine burada buluşuruz." dedim.

"Buluşuruz. Başarılar."

"Teşekkürler, başarılar." dedim ve düz yürümeye devam ettim. Oflaz da sola döndüğünde derin nefes aldım.

Biraz daha yürüdüğümde vardığım okula baktım. Sınava gireceğim okul.

Bahçeye girdim ve vakit kaybetmeden sınava gireceğim sınıfa gittim.

Çantamı sınıftaki dolaba koyduktan sonra sırama geçtim.

Sınavın başlamasına on beş dakika vardı. Heyecanla sınıfa gelenlere baktım.

Bazıları element sahibi olmuş, bazıları ise normal insanlardı.

Beş dakika kala içeri giren hoca, elindeki sınav kitapçıklarını bize dağıtmaya başladı.

"Arkadaşlar sınav başlamadan kitapçıkları açmayın, sınav başladığında ben size söyleyeceğim."

Hoca herkese kitapçığını dağıttıktan sonra "Herkesin masasının alt rafında su, peçete, kalem ve silgi var. Herkes kontrol etsin ve eksik olan söylesin." dedi.

Rafımdan sayılan eşyaları çıkardım.

Hepsi tamdı.

Hoca, "Evet arkadaşlar zaman geldi. Hepinize başarılar." dediğinde kitapçığın ilk sayfasını açtım.

Tüm gezegende toplamda beş ülke vardı. Bu da beş dil olduğunu gösteriyordu.

Küçüklükten beri öğrendiğimiz beş dil birbirinden farklı ve zordu.

Sınavdaki sorular ise bu beş dil ile hazırlanmıştı. Birinci soruda kullanılan dil ile ikinci soruda kullanılan dil farklı olabiliyordu.

İlk soruyu okumaya başladım. Coğrafya sorusuydu.

Sihirli ormanlarla ilgiliydi.

Hızlıca cevap verip diğer soruya geçtim.

Bu seferki soru tarihle ilgiliydi. En sevdiğim konulardan biri ,savaşlar, hakkındaydı.

Daha şıkları okumadan cevabı bulmuştum.

Şıklarda doğru cevabı bulup işaretlediğimde moralim yerine gelmişti.

Evet, dersler de karışıktı.

Üçüncü soruyu okurken kendimden emindim.

Element okuluna gitmesem dahi en iyi normal okula gidecektim. Kendime güveniyorum.

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin