"Sen orada ne yaptığını sanıyorsun?"
Sesin sahibine ,Yalçın'a, hızla döndüm. Bizim bloğun duvarına yaslanmış, tek kaşını kaldırarak beni izliyordu.
"Siteden dışarı çıkıyordum." dedim.
Cevap vermediğinde ona yaklaştım.
"Gittiğini sanıyordum."
"Gitmekten kastım bu kadardı. Bir sene boyunca olduğu gibi yine seni uzaktan, senin haberin yokken izleyecektim. Seni korkutmadan koruyacaktım."
Başım öne düşerken ensemi kaşıdım. Söze nasıl gireceğimi düşünüyordum.
Uzatmanın manası yoktu. Konuya direkt giriş yaptım.
"Özür dilerim."
"Niye?" diye sordu.
"Senden korkmuyorum diyemem ama bu iyi bir şey."
Yaslandığı duvardan doğruldu.
"Seni öldürüp duygusuzca yoluma devam edebilecek potansiyelim olması mı iyi Alçin? Yoksa sadece bir gecede bir düzine adamı sırf senin için öldürebilmem mi iyi? Nesi iyi bunun?"
Bağırmak, kızmak istediği belliydi. Kırgınlığına dışarı nidaları ile dökmek istese de sırf biri duyabilir diye tutuyordu kendini.
"Neresi iyi Alçin?"
"Nankör davrandım. Senin tek amacın beni korumak iken ben, beni korumak için kullandığın güçten korktum. Bunlar bana çok ağır geliyor. Senin kadar güçlü olmadığım için senden korkmam saçmaydı. Asıl benden güçlüsün ve beni koruyacaksın diye rahatlamalıydım. Sana iyi olduğunu gösterecek onlarca neden sayabilirim ama uzatmak istemiyorum. Direkt sen iyi birisisin."
Hafifçe tebessüm etti.
"Seni anlıyorum Alçin. Ben sırf hayatta kalmak için üç senedir attığım her adıma dikkat etmek zorunda kaldım. Hala da öyleyim. Çünkü en ufak hatamda beni öldürürler. Senin daha rahat olman için mücadele verdim ama yapmam gereken senin mücadele vermek için yeterli bir düzeye gelmeni sağlamaktı. Hazırladığımız programı en kısa sürede benim gücüne yetiş diye hafif değişiklikler yapacağım."
Gülümseyerek "Teşekkür ederim." dedim.
"Unutma, ben çocukluktan beri katil değilim. Sadece hayatta kalmak için tek çare öldürmek ise öldürdüm. Yoksa hep kaçtım. İlk birisini öldürdüğümde günlerce kendime gelemedim. Bir katile dönüşmüş olmanın verdiği acı hala yüreğimde saklı. Benim sana öğreteceğim gibi Saklı Akademi de bana gerektiğinde öldürmem için eğitim verdi."
"Anlıyorum." diye mırıldandım.
Yalçın bana bakarken "Aramız iyi mi?" diye sordum.
"Tabii ki iyi." dediğinde hiçbir şey demeden ona sarıldım.
Bu hareketim başta onu duraksatsa da ona bana sarıldı.
"Oflaz haricinde bana eşlik edecek bir dostum olduğun için mutluyum." diye fısıldadım.
"Görevim bu." dediğinde ondan bir adım uzaklaştı.
"Beni bir arkadaş olarak görüyor musun? Yoksa sırf görev diye mi?" diye sordum.
"Bir sene boyunca seni izlediğim için seni ailenden bile iyi tanıdım. Bence artık arkadaş olabiliriz." dediğinde güldüm.
Ortamı daha da yumuşatmak için "Benimle arkadaş olmak kolay değil işte. Böyle bir sene bekletirim." dedim.
"Vay vay vay. Demek öyle."
"Öyle." dedim sırıtarak.
Yalçın konuşmaya başlayacaktı ki durdu ve kaşlarını çattı.
"Ne oldu?" diye sordum.
Yalçın işaret parmağı ile sus işareti yapınca onu dinleyerek konuşmayı kestim.
Bloğun iki yanından da ayak sesleri duyulurken endişeyle Yalçın'a baktım.
Yalçın hızla kapüşonunu kafasına geçirirken duvara doğru bir adım attı.
Ayak sesleri iyice yakınlaşmıştı.
Eğer duvardan atlayıp kaçarsa peşine insan takardı.
"Sadece arkadaşız." diye fısıldadığında ona anlamayarak baktım.
Aynı Meva ve Efkan'a benzemişti.
Kolumdan tutup beni duvara doğru ittirdiğinde nefes almadan Yalçın'a bakmaya başladım.
Ellerini ile iki yanımdan destek alırken bana doğru eğildi.
Kapüşonu ve kolları yüzümüzün çoğunu kapatıyordu.
İyice bana yaklaştığında ne yapacağını tahmin etmiştim. Bana yaklaşan Yalçın'a son kez baktım ve refleks olarak gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Parlarken
FantasiHer sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. Sınırlı sayıda ormanın ürettiği elementleri bitmeden bulanlar güçlerini öğrenmek için ülkenin en büy...