Kaçalım

3.7K 293 288
                                    

Yalçın gittiğinde balkonda oturan Oflaz'ın yanına gittim.

Balkon koltuğuna oturup dışarıyı izleyen Oflaz'ın yanına oturduktan sonra "Nasılsın?" diye sordum.

"İyiyim gibi görünüyor. Sen?"

"İyiyim."

Oflaz bana döndü ve ümitli gözlerle bana bakarken "Kaçalım buradan." dedi.

Kaşlarımı çattım.

"Ne diyorsun sen Oflaz?"

"Kaçalım diyorum. Ne Sevilay Hanım'a ne de Yalçın'a güvenebiliriz. Başka bir yerde yeni bir hayat kuralım. Ben senin için element akademisinden vazgeçerim."

Tebessüm ederek "Sağ ol ama nereye kaçabiliriz?" diye sordum.

"Bilmem. İkimizde de yabancı dil akıcı. Sevilay Hanım seni öldürmeye çalışmadan önce kaçalım buradan. Sonra bir köy yerine yerleşiriz. Dışa bağımlı olmadan kendimiz eker, kendimiz biçeriz. Ölüm tehlikesi olmadan, huzurlu bir hayat süreriz."

"İyi hoş diyorsun da başka ülkede rahat edebilecek miyiz?" diye sordum.

"Niye edemeyelim? Ederiz. Birbirimize de yeteriz."

Başım öne düştü.

Bu doğru değildi, biliyorum. Kaçmak hiçbir zaman çözüm değildi.

Oflaz elimi tutarken "Bir evet demene bakar. Her şeyi bu geceye kadar ayarlarım ve kaçarız." dedi.

Oflaz'a baktım.

"Ben... Yapamam."

"Niye yapamayasın? Yapalım, Alçin. Lütfen yapalım. Senin ölümünü görmek istemiyorum. Dayanamam ben bu acıya."

Oflaz'ın gözleri dolarken "Gel buraya şapşal." dedim.

Oflaz kollarımı açmam ile bana sarılınca tebessüm ettim.

Kollarını bir daha bırakmayacakmış gibi belime sararken kafasını göğsüme yasladı.

Saçlarını hafifçe okşarken "Kaçarak bir yere varamayız. Yalçın'ın dediklerini bize zarar gelmeyecek şekilde uygulamaya koyarsak bir kurtuluşumuz olabilir." dedim.

Kafasını kaldırıp bana bakarken "Ya onun dediklerini yaparken sana zarar gelirse?" diye sordu.

"Kendimi koruyacağım, söz." dedim.

"Keşke bu kadar kolay olsa." diyen Oflaz'a "Her şey geçecek." dedim.

"Senden bir şey isteyebilir miyim?" diye sorduğunda merakla ona baktım.

"Tabii."

"Eğer tehlikede kalırsak kimseyi düşünmeyeceksin. Sadece kendini düşünecek ve kendini kurtarmaya yönelik hareket edeceksin. Geride ben kalsam dahi dönmeyeceksin."

"Bunu yapmayacağımı ikimiz de çok iyi biliyoruz." dedim.

Oflaz, "Öyleyse senin için ben kendimi öne atarım." dedi.

Bu sohbet üzmeye başlamıştı.

"Öyle bir şey olmayacak. Bunu konuşmayalım artık." dedim.

Oflaz geriye yaslanırken "Umarım olmaz." dedi.

"Umarım."

Sessizlik oluştuğunda tereddüt ederek "Yalçın içeride neyi ima etti?" diye sordu.

"Söylemesem? Bu konuyu konuşmasak daha iyi hissedeceğim."

"Tabii. Sen öyle diyorsan ikimiz için de doğrusu odur." dedim.

Oflaz kendisine olan güvenim tam diye mutlu olmuştu. Gözlerinden belliydi.

"Bu arada." diyordu ki sözünü kestim.

"Yalçın kötü bir şey ima etmiyordu. Zaten senden de kötü bir şey beklemem. O yüzden kendini açıklamaya çalışma. Bir daha bu konu açılmayacak." dedim.

"Teşekkürler."

"Lafı olmaz."

Balkon kapısından babam gözüktüğünde ikimizin de gözleri ona döndü.

"Selam gençler."

"Hoş geldin baba."

"Hoş bulduk güzelim. Ne yapıyorsunuz?"

"Gördüğün gibi öyle oturuyoruz." dedim.

Oflaz, "Aslında ben kalksam iyi olacak." diyerek ayaklanınca babam, "Yemeğe kalsaydın oğlum. Olmaz öyle." dedi.

"Sağ olun Cevdet Amca. Bizimkiler evde beni bekler, gideyim."

"Sen bilirsin. Daha sonraya sözün olsun." diyen babama Oflaz, "Sözüm olsun." dedi.

Oflaz balkon kapısına yönelirken babam, "Kızım, çocuğu geçirsene." dedi.

"Ben kapının yerini bilmiyor muyum Cevdet Amca?" diyen Oflaz'a babam, "Tabii biliyorsun oğlum." dedi.

"Şimdi babamın ağzına düşerim, seni geçireyim." diyerek ayağa kalktığımda babam, "Bak hala laf ediyor." dedi.

Sırıtarak balkondan çıkarken Oflaz, "İyice misafir olduk." dedi.

"Sen de hemen trip at." dedim.

Oflaz bu dediğime sırıtırken "Yarın alırım bunun hesabını." dedim.

Güneş Parlarken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin