Yanlızlık, size bu yanlızlıktan bahsetmek istiyorum. Yanında pek çok insan varmış gibi sanıyorsun, arkana dönüp baktığında birden çok kişinin yanında kahkahalarla güldüğüne şahit olurken, başını yastığa koyduğunda yanında sadece yanlızığın olduğu bilincinde olmaksa seni az çok üzüyor, seni bırakmayacakmış gibi hissetirenler olur yanında, sanki bütün bir ömür yanında durup sana destek olacak gibi dururlarken, bir gün geliyor senin yolunda bulunan herkes, yolundan sapıp giderken, sense gidişlerini izleye duruyorsun. İster istemez gözlerin doluyor, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorsun. -Bağırmak: "böyle deli gibi içindeki bütün bir güçle bağırmak istiyorsun." Ama sestelerin bedenini terslerken içten içe bağırıyorsun, kendi sesini yutkunuyorsun. Ağlıyorsun, ama gözyaşlarını saklıyorsun, suçu atacak birini arıyorsun. Çünkü sebepsizce yanlızlıkla baş başa kalmak koyuyor bedenine, istemsizce suçu kendinde arıyorsun.
-ben mi çok bencilim?
-ben mi katıyım?
-ben mi soğutum herkesi kendimden..?
Gibi sorular kurcalıyorken aklını, sorunu kendinde aratırıyor aklın sana, ama sorunun sende değilde, seni hakketmeyenlerde olduğu bilincine varmaksa sana pek epey bir uzakta kalıyor, hani bu suçluluk duygusu sana türlü türlü şeyleri, aklından geçirken aklında ölümle ilgili sorular takılı kalıyor.
-Madem bu bedenim bir gün toprakla karışacak, neden bu bedenime acıyı sevdiriyorum?
Acıyı sevdirmek, acıyla hayatta kalmaya çalışmak, insana farklı duygular ve güç katıyor, acı çektikçe insan daha güçlü oluyor, acıyı sevmekse acıdan zevk almaksa bambaşka bir konu, bazı insanlar buna aptallık derken, bazı insanlarsa hayatın bir parçası olarak görüyorlar. Acıdan zevk alıp acıyla yaşamayı seviyorlar, çünkü acı onların hayatının bir parçası oluyor. Belkide o sevdikleri acı, yanlızlığında kendisidir. Bazı insanlar acılarını yanlız yaşamayı severler, acıyı yanlız yaşadıkça kendini daha güçlü, daha bir kendine geldiğini hissediyorlar bazıları için acı yanlızlıkla aynı anlama geldiğini sanırken, bazılarıysa acının hiç bir zaman tek başına yaşanmayacağını savunurlar. İnsanınsa en büyük acısı, yalnızlığın içinde mahsur kalıp, kapalı ceza evi misali, cam kenarından gelen ışıklarla gözlüyor yanına gelecekleri.