Kendim'de deneyimledim şeylerden biri de bir derdin veya bir üzüntün varsa bunu insanlara anlatmaman gerekiyor. Çünkü insanların bildiği tek şey yargılamak, suçlamak ve işi sanki bir çocuğun elinden bir şeker düşmüşte yeni bir şekerle yerinin doldurulacağı düşüncesi var.
Şayet ki; seni senden daha iyi anlayabilecek olan biri varsa oda, sensin.
Boşu boşuna dilini yorup dertlerini, dertlerini anlamayan insanlara anlatıp, bedenine bomboş bir yorgunluk yükleme lütfen.
İçinde barındırdığın duygularının da, seni kendi kölesi haline getirmesine izin verme...
Kendi sınırlarını belirle, hiç olmadık şeyler yap hayaller kur.
Mutlu olmaya çalış, küçük bir gülümsemeyi yüzün de bırakmak için çabala mesela.
Bende nasıl duygularla becelleştiğinin farkındayım. Biliyorum ki, sende akılı bir insansın. Seni anlamayan o insanlar var ya, takma sen onları.
Bazı şeyleri atlatabilecek olan biri de varsa oda sensin.
Başarılabilecek bir mutluluk varsa o mutluğun mimarı da sen olmalısın.
Ayakta tut kendini, hayallerini ve mutluluğu barındıracağın o güzel yüzünü...
Biliyorum ki, gülüşünün güzelliği ile solmuş çiçeklere can verecek güzel bir gülüşe sahipsin. Helle gülüşün de kısılan, karanlıkları aydınlatan iki gözünü daha araya eklemedim bile.
Sen kimse gibi de değilsin. Güçlüsün, hemde çok güçlüsün.
Gülüşlerinin için de sakladın acılarından güç alıyorsun.
Tüm dünya'ya meydan okuyacak olan o seni, o içine sığdıramadın insanın seni yıkmasına mı seyirci olucaksın, hani yoksa ayakta kalıp hiç kimsenin yıkamayacağı insan olmayı mı tercih ediceksin..?
Unutma bir insan ölürse bir daha hayat bulamaz ama senin o gülüşün ölmüş çiçeklere yeniden yaşam veriyor. Yaşam katabilme şansın varken, eksitme yaşam veren gülüşlerini...