İstediğin hayattı yaşıyor musun ve ya yaşamak istediğin hayattı mı yaşıyorsun?
İçinde bulunduğun hayattan memnun musun, hani sana bir tercih hakkı verilse hayatını baştan değiştirme hakkı verilse nerede, kimle ve kimlerle olmak isterdin?
Kurduğun hayallerin var mı mesela, şunun hayattını yaşasam keşke dediğiniz bir hayat var mı?
Biliyorum ki illa hepimizin yaşamak istediği bir hayat vardır, aslında insanların hayatları birbirine benzer, nerden çıkardın şimdi bunu der gibi duydum sizi, şunu şöyle örnek vererek anlatabilirim; elinizde bir çuval buğday olsun, sizinle aynı buğdayı paylaşan bir arkadaşınızda olsun. Siz bu buğdayı ekin, biçin ve bu buğday için emek verin, işin sonunda ekip, biçip, emek verdiğiniz buğdaydan yemek yersiniz ama eğer arkadaşınız verilen buğdayı ekmezse, biçmezse ve emek vermezse o aynı ekmekten yiyemez, çünkü çabayı sarf eden ve bunun için emek harcayan sizsiniz. İşin sonunda ise bu verdiğiniz emeğin karşılığını alırsınız, bunu farklı farklı örnekler vererekte anlatabilirim tabikide anlaması size kalmış bir şey, benim söylemek istediğim şey şu ki, bir insan bir şeyler için emek veriyorsa muhakkak ki bunun karşılığınıda alır, belki bugün, belki yarın ya da belki uzun bir zaman sonra ama bu verdiği emek asla karşılıksız kalmaz.
Söylesenize çaba sarf edipte karşılıksız kalan kim var?
- kim ben bunun için o kadar çok uğraştım emek sarf ettim ama bana gelmedi ve ya verdiğim emek boşa sarf oldu diyebilir?
Emek veripte gelmeyecek sadece bir kaç şey var, mesela toprağa verdiğin birini toprak sana geri vermez.
Ama toprağa verebileceği bir şeyi verirsen tabikide bunu senin için ikram olarak geri verir. Hani toprağa sana vereceği bir şeyi ver, toprağın senden koparıp veremeyeceği şeyleri toprağa verme. Bazen toprakta bir şeyleri almaya meğili olur, bazen aldığını vermez, bazense toprağa verdiğin bir şeyi sana en güzel şekilde geri verir, bir şeyler için çaba sarf etmekten asla pes etmeyin. Unutmayın emek verilen hiç bir şey hiç bir zaman karşılıksız kalmak.
-Hayatta emek verilecek ne var ki ?
Mesela bir ağaça emek verin, gün gün sulayın, gün gün budayın. Hani bir ağacı sevin, emin olabilirsiniz ki sevmekte bir emektir. Bir insanı sevin demiyorum, suladığınız ağacı sevin, toprağını kazdığınız çiçekleri sevin sizi kırmayacak şeyleri sevin.
Söylediklerim sizi hiç bir zaman kırmazlar emin olun.
Güle ve papatya'ya söz vermem, gülün dikeni var hani evet onu anlarımda, papatya ne alaka dediğinizi duyar gibiyim ?
Evet papatyanın da dikenlisini buldum ben, suladığım, ona zarar verecek her hangi bir şeyden sakındığım papatyamda dikenli çıktı.
Ne öyle papatyanın dikenlisi mi olur, oluyormuş.
Hayatta olmaz dediğimiz çoğu şeyin de oluşuna seyirci olmadık mı ?
Bir papatyanınsa dikenli oluşu pek ilginç gelmiyor aslında bana, hayatta onca bu da mı olur dediğimiz onca şey varken bu çok normal geliyor aslında. Ama yinede emek sarf etmekten asla çekinmeyin, saf edin emekleriniz hiç bir zaman karşılıksız kalmaz...