Ben bahanelere değil, aşkıma sığınıyorum her zorluğun karşısında. Canım yanıyor, zamanla geçer diyorlar. Kalbim, kalbim her seferin de olmadığından çok sıkışıyor, zamanla geçer diyorlar. Nefesim, helle nefesim ansızın kesilip'te kalacak gibi oluyor, zaman'a bırak geçer diyorlar. Üstüme koskoca bir dünya'nın yükü binmiş gibi bir yanım bükük. Bir yanım ayakta kalmaya çalışıyor. Kelimelerin tükendiği yerin tam'da merkezin de bir yerdeyim. Kurduğum ve kuracağım hiç bir cümle de anlatamayacak, hisslerimin aslında bırakılan o zaman için de, hissizliğe dönüştüğünü. Hani ve pek çok şeyi de bıraktım. Bir yazarın dediği gibi umut insanı ayakta tutan en güçlü yapısı, umudunuzu kaybettiğiniz yerde sizde ölürsünüz. Benim içim'deki umudun tükenmesini istiyorlar; hani hâlbuki o içimde olan umudumla yaşıyorum, kaybedeceğim pek bir şeyim de kalmamışken benden umudumu kaybetmemi istiyorlar" kısacası bana öl diyorlar ama farkında değiller..."
Aslında zayıf bir insan bedenini taşıyorsun. Taşıdın bu insan bedeni bile senden bıkıp usanmış bir haldeyken, seni bedeninle ruhuna bağlayan umudun ve aslında içinde sana o güç veren duygulara bağlısın. Belki seni herkes'ten farklı kılan en güzel özelliğin; pek çok insan farklı farklı çiçekleri koklayıp aralarında en güzelini ararken, sen kokusu ruhuna işleyen papatya'dan başka kokuyu alamıyorsun. Binlerce, yüzlerce papatya'nın arasın'da sadece onun kokusunu alıyorsun. Her çiçeğin aynı toprak'ta yeşermeyeceği gibi, hiç bir papatya'da dikilen papatya'nın yanında yaprak açamaz..!