İhanettin bedeli ağır olur derler, ihanetin bedeli ödenmez.
İhanet sana ya sevdiğin insanı kaybettirir ya da senin kendi içinde yaşadığın sevgini kaybettirir.
Şimdi soracaksınız, peki ya sen hangisini kaybettin?
-ben ihanetin bedelini sevdiğim insanı kaybederek, kendi sevgime olan bu ihannetimle kendi sevgimi de kaybettim.
Ne bu saf sevgiyi kirletilmiş beden de taşımayı hak ediyorum, nede o sevdiğim dediğim insanı hak ediyorum.
İkisini de hak etmiyorum.
Hani bir insana onlarca güzel şey yaparsın, onlarca iyilik ve ya onlarca güzel sözde bulunursun ama bu onlarca söz arasında tek bir hattada yaptığın bütün iyilikleri ve sevgiyi alıp çöpe atarsın.
Hayatta yapacağın bir hataya bakarlar insanlar, hata mı yaptın?
Bitti, dünyanın en iyi insanı ol istersen. Artık onun gözünde asla iyi biri olamayacaksın. Sonra gözyaşlarına kapılacaksın, gözyaşlarına sarılacaksın.
Hani ama ne gözyaşların yaptığın hattayı geri düzeltecek nede boşa ağlamaların onu sana geri getirecek. Derler ya koptu düğümün bağı, artık çözülen bağı durduramazsın diye.
İnsanlar hata yapmaya çok hazırdırlar, yaptığı hatadan dolayı canı yananlar da olur.
Yaptığı hatanın bir şeyi değiştiremeyeceği bilincinde olan insanlar da var.
Hani bir insanın hata yapması insanı üzmez ama hiç beklenmedik birinden gelen bir hata insanı çok üzedebilir, bunu bana yapmaz dediğimiz güven tazelediğimiz insanların güvenimizi kırması, en çok bizi kırdı zaten. Bazen bu benim her şeyim dediğimiz kişinin bir hatasında, hiç bir şeyimiz oluşuna şahit oluyoruz.
İnsan hata yaptıkça öğrenir, yaptığı her hatanın ne bedeleri olduğunu, yapacağı her hangi bir hatanın ne bedeler beklediğinin bilincinde oluyor insan.
Sonra acı bir ihanetin ardından gelen bir özür neyi değiştirecek ki?
Yeni baştan mı oluşturacak her şeyi, kırılan kalbi mi onaracak, kırılan gururu mu onaracak yoksa o saf olan sevgiye yapılan ihanetti mi affetirecek..?
Hayatta yapacağınız her hataya dikkat edin, büyük hataların, büyük bedelleri olur...