Ara sıra cızırtı yapan bir radyom var, hani eski günleri hatırlamak isteyince o cızırtısını dinliyorum.
Eski zamanları anımsatırken, keşke eski zamanları, bu zamanla değiştirse sözü dilimin ucunda dolanıyor. İçinde olduğumuz zamanın yorgunluğu çökmüş üstümüze, daha nasıl bir yorgunluk içinde olacağımızı inan ki bilmiyorum.
Zaman bizi paslandırmışken, insanların susmayan dili pasınızı sökün de hayatınıza bakın derlerken.
Daha onlar pasın hayatın kendisinde olduğunun bilincinde bile değiller. Belki de pasın kendisi hayattan, zamana bulaşmış zamandansa insana.
Arada aklın eski zamanlara takılıyor, ah o eski günler, ah o eski güzel zamanlar...
Hani ne düne dönebiliriz artık, nede geçirdiğimiz bir günü baştan satabiliriz.
Biz bugünümüz de pişman olacağımız şeylerden uzakta kalalım.
Gelen her bir gün, geçmişteki günü aratacaktır elbette.
Sonra gözlerin süzecek zamanları, eski zamanlar arasında arayacak gözlerin en çok nerde döktü gözyaşlarını, kime döktü o gözyaşlarını, neden döktü o gözyaşlarını...
Uzun bir süre geçecek yine, düzeldiğini sandığın yaşamının halla yerli yerinde oluşunu izleyecek gözlerin, sulladığın çiçek bile yerli yerinde olacak. Hayatta pek bir şey değişmiş olmayacak, sen sadece değiştirdiğini sanacaksın, bugünüm dünümden farklı diye sanacaksın ama bilemeyeceksin ki, ne bugünün dününden farklı, nede ilerde yaşayacağın her hangi bir günün.
Farklı bir günü yaşamak, sana epey bir uzakta kalacak.
Ona ulaşmak için elinden geleni yapacaksın, çabalayacaksın ilerlediğini sanacaksın ama olduğun yerde kalakalacaksın.
Sabitlenecek bedenin olduğun yere, aynı duygularla aynı hisslerle, farklı zamanlar içinde aynı duyguları taşıyacaksın.
Değişmesini istediğin duygularınsa zamandan bağımsız bir şekilde hep aynı kalacak.
Boş ver, bu da geçer dediğin hiç bir şey geçmeyecek. Sadece zamanı bahane edeceksin, tüm suçu zamana yükleyeceksin.
Zamanla geçer dediğin her şeyi zamana bırakıp, aslında zamansa senin peşinden onları geri vuruyor yüzüne, en sonunda farkıda oluyorsun ki, unuturum dediğin hiç bir şeyi unutmuyorsun.
Geçer dediğin hiç bir şeyin geçmeyişine seyirci oluyorsun.