İnsan bazen bir yerde durur, durması gerekir.
Bazen ne söylenecek olan sözler de bir anlam kalır.
Bazen ise dökülecek olan hiç bir kelime de bir anlam kalır.
İnsanı en çok yerinde duran şey sevdiği insandır. Bazen insan susar ve hani susmak bir aptallık ve ya acizlik değildir.
O insanın aslında verebileceği, söyleyebileceği kelimeleri vurguladıkça en derinine kadar her şeyi söylebilecek bir imkanı vardır.
Fakat insanlar suskunluğunu ne aptal olduğu ne de aciz olduğu için korur.
İnsan suskunluğunu sevdiği insanı kırmamak için kullanır.
Bazen bazı yerler de susmak en güzel cevaptır.
Konuşmak ise kelimeler dökmek ve bağırmak kırmaktan ve incitmekten başka bir şeye vesile olmayacaktır.
En çokta insan nerede yorulur?
Sevdiği insana karşı sessizleşti yerde yorgun kalır.
Söylebileceği, anlatabileceği ve kelimeler dökebileceği onlarca şey varken suskun kalmak insana çok zarar verir.
Ve sonrasın da ise her şeye sessiz kalır, içine atar.
Farkında olmadan kendine çok fazla zarar verir.
Düşünmez, düşünse kendine verdiği zararı görür.
Konuşmaz, konuşsa yaşadığı her şeyi anlatır.
Görmez, görür ise onlarca kırgınlığın altın da öylece kalırdı.
Fakat o insan kendini aptal yapar, sessiz yapar ve en sonunda ise kör yapar ki hiç bir şeyin farkında değilmiş gibi davranıp bir şeylerin yolunda gitmesini sağlamak ister.
O insan ne aptal ne sessiz ne de kördür.
Sadece sevgisine yenik düşmüş bir çaresizdir.