Merak ediyorum, içimde dolup taşan bir sürü cevapsız sorularla boğuşuyorum.
Neydi beni onlara değiştiren sebep, neydi onları benden kıymetli kılan sebep ?
Vermedim mi, zamansız zamanlarımı uğrunda feda?
Neydi bu heda halinden edenler için deydi mi bu feda?
Merak ediyorum, zamanın birin de gelecek mi aklına seni çok seven birinin olduğu?
Gelecek mi aklına onla dinlediğin şarkılar, gelecek mi aklına beraber yaptığınız gülüşler?
Merak ediyorum, takılı kalacak mı birgün aklın da üzdüğüm mü acaba onu diye sorular?
Dolanacak beyninin için de seni senden edecek kurultular.
Şimdi nerde, kimle ya da kimlerle diye dolanacak mı günün birin de aklının ucun da?
Ya da yaşıyor mu acaba, seviyor mu acaba hala.
Unuttu mu, unutabildi mi acaba?
Ya da sustu mu, yutkundu mu içine akıtığı gözyaşlarını diye?
Dolanacak mı acaba aklında, ne çok severdi beni korkmamdan dahi, korkardı diye.
Beni benden bile sakınırdı, kimseleri boş ver.
O beni benden bile sakınırdı üzülmeyim diye.
Merak ediyorum, başarabildi mi mutlu olmayı?
Layık görebildi mi yanın da bulunan her bir kimseyi?
Kendime armağan etmek isterim şu sözümü de; ömrünü başına yastığa koyduğun kişiyle verirsin ama sen aslında aklındaki, kalbindekiyle çürürsün...
Merak ediyorum, günün birin de dokunmaya kıyamadığımız papatya dikeninden kopabilecek mi acaba?
Merak ediyorum, sonbaharın solmuş yapraklarından topladığım demet demet yaprakları kabul edicek mi, kışa girmeden..?
Ya da kardan yaptığım kalbi alacak mı, kışı ilkbahara bağlamadan..?
Merak ediyorum, günün birin de mutluğu tadacak mı, mutluluktan uzakta kalmış bu bedenim?
Merak ediyorum, her geçen zaman için de var mıdır acaba arasında iyi zamanları barındıran zamanlar?
Her geçen gün için de solup giden çiçeklerimin arasında saklıydı kokusunu barındıran papatya kokulu çiçeklerim. Beyazı solmuş, yaprakları dökülmüş papatya kokulu çiçeklerim...