BÖLÜM - 32

18 1 0
                                    

Vefasız feryatlarım vardı, kimsenin duymadığı, kimsenin kullak asmadığı.
İçimde yangınlar vardı, ardında kalan külleri.
Her sabah uyanan gözlerimin yorgunluğunda akan, bedenimin iliklerime kadar hissetirdiği yorgunluğu vardı.
Bedenimin üzerine bir bidon benzili boce edip, çizgi çizgi yollara sürdüğü benzili ateşledi. Asla ateşlemez dedim her bir kimse...
Ardında, kalan küllerim vardı. Küllerimi vasiyet bıraktım beni benden edenlere, ardım da kalırsa şahet küllerim. Küllerimi toplayıp, denizin en mavisine salsın diye ufak bir vasiyet bıraktım. En azından ardımda kalan küllerimle beraber, denizin mavisine kavuşurdu küllerim. Bedenimden geriye bir eser kalmayacaktı, ne varsa küllerimde olacaktı, küllerimse denizlerin o mavisin de olacaktı.
Bir odunun yanışına şahit olmuşuzdur elbette, yanan bir odundan sonra geriye sadece küllerin kaldığını da iyi biliyorsunuz.
Bir odunun ardında kalan külleri gibiydi, benim inancım da karşımda yandı, adında ise sadece külleri vardı.
Kendi ellerimle topladım inancından kalan külleri, inançlarımı ise denizin mavisine gömdüm. En azından denizin mavisi kırmazdı onları, en azından denizin mavisi saklardı, mavilerinin içine...
Bedenimin yanışına alışkanlığım oldu da, hisslerimin, seni safça seven kalbimin yanışından kalan küllerdeki yorgunluğu denizin mavisine bırakmaya alışık değildim.
Hafif elim titredi, yanmış arında ise kalan küllerinde'de seni taşıyan, külleri denizin mavisine sallarken titredi ellerim. Sızladı küllerin arasında kalan kalbim, sızladı küllerin arasında kalan hisslerim, sızladı susmak bilmeyen hisslerim...
Ateşin güzelliğini geceleri daha fazla fark ediyoruz, diye denildi. Geceleri ateş yanar yanan ateşin etrafına ateşi körükleyenler toplanır.
Ateşi körükleyenler, ateş daha fazla yansın diye biraz daha odun atarlarken.
Bir yandan ateşi körükleyenler onlara eşlik ediyor.
Bizimki de o misal, içimizde bir yangını ateşlediler, kimisi yanan ateş daha fazla yansın diye odun toplarken, kimisi ise odunlar daha fazla yansın diye odunları körükledi.
Tabi bunları gece yapıp, günün aydınlığında ise ardında sadece yanmış duyguların, hisslerin ve hiç olmadığı kadar çok güvenen bir kalbin küllerini bırakıyorlar.
Hani zaten kime güven tazelediysek, güvenimizi yakıp, arında ise sadece küllerini bırakmadılar mı?
Bu yaşayan bedenimiz ölü bir ruhun, yanmış duygularının, arında kalan küllerini taşıyor.

SENDE KALDI BİR YANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin