Benim aslında en güzel dostum, beni gören, beni anlayan, ağladığımda tek ağlamayan ayna.
Hani hayattın baskıcı yüzü bir yana, onlara rağmen sen nasıl bir haldeysem oda yanı kalde.
En azından hayattında sen üzülünce gülen, biri yok.
Ağlamak istediğinde karşında bir ikizin varmış gibi davranıyor.
Tam böyle gözyaşın alacakken, onunda gözyaşı akıyor.
İkizin gibi, hatta birebir bir kopyan haline geliyor.
Senin anlam veremediğin her bir ruh halini kendisi yansımasında taşıyor aslında.
Bazı sahte güllerden de iyi aslında sahtece gülen bir yüz yok en azından karşında.
Her bir akıtığın gözyaşının aynısını akıtıveriyor oda.
Haykırışlar mı?
Onun da taklit ediyor ama sadece aradaki tek fark ise senin sesin çıkarken, kopyanın sesi olmuyor sadece.
Hani bu manasız hayatta tek mana bulabileceğin şeydi zaten, aynadaki yansımanda yansımanda bulunan sen.
Seninle aynı kişi aynı hareketleri barındırıp, senin en sesiz halin gibi de denilebilir aslında sadece eksik olan tek şey sesti.
Oysaki diğer başka her şey aynıydı.
Aynı konuşma, yanı ağlama ve aynı o sahte gülen yüz.
Hani bazen de seni kimseler dinlemezken seni dinleyen tek kişiydi o aslında.
Hep yanında bulunan, senin yanında olandı.
Belki de bunu görmeyen tek kişi de, senin o gözlerindi.
Gözlerindi, kendi sözlerini kabul etmeyen.
Gözlerindi, aslında gerçek olduğunu bildiğin duygularını saklayan.
Aynaydı aslında yanında olduğunu hissetiren ama tek bir kırılmada seni göstermeyen.
Seni kendine bir daha göstermeyen.
Hayattın sahte yüzüydü aslında, hayat tarafından kurulmuş bir bulmacaydı.
Tek çözümü ise senin elindeydi ama ne senin o aynadaki yansıman buna cevap bulabilecekti.
Ne de ayna dışında bulunan gerçek sen bulunu bulabilirdi.
Hayattı bir bulamaca olarak yaşarsın ama hiç bir zaman o bulmanın cevabını bulmazsın ve cevapsız sorular üzerine üstündeki toprakla beraberce uyursun.
Senin aslında tek dostumdu ayna bulan bir diğer sen "aslında tek dostumdu, kendinin bilincinde olmayan sen"